KÖZ İLE BUZ
Gözlerinin efsunlu sahrasında
Son yeminli şahidiydi kaybolmuş bir medeniyetin siyah laleleri. Yeşil ırmaklar akardı eteklerinden Menekşe gözlü çocuklara gece türküleri söyler. Zaman neydi? Hangi korkmuş manada kaybetti anlamını? Gül dalında sesini yutmuş, gugukkuşu ustası şaşmış, Çırak şimdi. Ne zamandı, Ne de hudut. Hadsizliğin tam ortasında Çocuksu yanlarımın firar ettiği, bir garip yeşil ada. Çocukluğumun imkansız düşü, Kırmızı pabuçlarımla dolaştığım. Kayıp bir medeniyetin yitik coğrafyası Ninemin anlattığı masallardan kalma. Gecenin utangaç saçlarını Yağmurun okşadığı gecelerde Ayın şavkı kalmıştı sadece. Havada az önce geçen yağmurun bıraktığı amber kokusu Gözlerinin ikliminde mavi gece yolculuğu, Mavi uçurumlara... Kardan beyaz uçurum çiçekleri açarkollarını Göğe yükselirken aşk,aşk Diye semah eder. Mavi kuşlar yol verir huşu ile uçurum çiçeklerine... Gözlerinin menzilinde bir çift çılgın aşık, Köz ile buz. Vuslata erince, Gökler kırmızının en yanık tonudur. Bedenimle ruhumun arasına giren, Bir damla gözyaşı süzülür bozkır yanığı yanaklarından Yüreğime düşer. Tek bir damla istemiştim zaten, Tuz diye yarama saracak. Şimdi bir yanım buz, bir yanım köz. Su mu olmalıyım sevda ateşini söndürecek, Ya da bir top ateş cemrediye toprağa düşecek... BUKET CİHAN TEMÜR |
içine düşmeye gör
sanırsın serap
Alevli kadehte ağu olsa
yar elinden içtiğin
hem vallah hem billah şarap
su ile cemre
köz ile buz güzel tarif
güzeldi saygılar