İRİ GÜLLEREzanlar kırılırken, keskince ayazlara ! Bir özlemle bakardık, kısa kollu yazlara. Ünleyip geziyordum, bir gün gelir duyarsa, Yolunu bekliyordum, ne kadar köşe varsa... Duyarken uzaklardan, yanık yakarışları ! İnce dallara bir bir konardı kar kuşları... Herkes halden anlardı, kimse sormazdı, nerde ? Üşürdü gözlerimiz küçücük pencerede... Beklersin, sağalacak özlemler dine dine ; Nasılsa tutulursun, bir beklemek derdine. Saklardım güneşleri, gelecek baharıma , Kar kuşları erirdi, gün çalıp gülzarıma... Günle birlik olurdu, uğuldardı sedalar , Duaya dururlardı, gelip kendine dallar... Ay düşer gecelere, karanlıklara kındır, Sevgiliyle göz göze, mest olmak zamanıdır... Geliyorsa elinden, gelip durdur zamanı, Yoksa ellerimiz de, çıkar sevdanın canı ! Hep kulaktan kulağa, duyulurken adımız, Camımız küçüldükçe, büyüyordu sevdamız... Nen varsa söyle şimdi, burdan asla sır çıkmaz, Böylesi zamanlarda, kış üşütmez, yaz yakmaz. Açarken iri güller, küçücük gönlümüzde, Meğer göreceğimiz, yalnız bu ömrümüzde. Onca şey öğrendik de, her şey karmakarışık; Büyük camlarımızdan, sızmazken küçük ışık. Uzun yol yorgunuyum, çağırma artık beni ! Bırak açılı kalsın, kapatma gözlerini... Yıllar var arıyorum, ellerimi açarak, Bakmadan görüyorum, hem sinemi yırtarak... Hayrettin YAZICI |