KALMAZ
Sevildiğin yere sık gidip gelme,
Kalkar itibârın, muhabbet kalmaz. Îtimat azalır, küçük düşersin, Hürmetin tükenir, müebbet kalmaz. Zaloğlu Rüstem’den boyum var desen, Ashab-ı Kiram’dan huyum var desen, Sultan Süleyman’dan soyum var desen, Beş para etmezsin, necâbet kalmaz. Elâlemi deli, kendin âkil san, Sus bâri, seni de: sansınlar insan, Düşsen bir çukura, bir el arasan, Görmezden gelirler, sahâbet olmaz. Sözüne dikkat et, sineyi deler, Unutma, el ârif, insanı eler, Karşında el pençe duran kimseler, Sırrını öğrenir, mehâbet kalmaz. Laf taşıma sakın, gerek taş taşı, Sebeb-i minnettir, sakınma aşı, Bıktırma dostunu, çatmasın kaşı, Belki selâm kalır, bak sohbet kalmaz. Sevgili Dostum, kardeşim: Muhterem Mustafa GÖKTEKİN beyefendinin ilk iki mısrayı yazarak ayak vermesi ile kaleme aldığım bu çalışmayı, âcizâne arz ediyorum. |