Zühre
Zühre
Çobanların gizemli yoldaşı, Seherin sultanı. Gelinliğini giymiş bakire saflığında. Işık Dağı’nın suyu gibi; Temiz, berrak. Koca geceyi bırakıp, Tüm ihtişamını sabaha saklamışsın. Kimler uyanık o saatlerde? Kime verirsin pozlarını? Seni kimler seyreder? Namaz vaktidir. Serin bir rüzgâr, içimi ürperten. Güneşin doğma vakti yaklaştı. Yıldızlar çekildi karanlıklara; Sen hala oradasın. Birazdan vedalaşırız! Geç geldin Zühre’m, Ya da ben geç fark ettim. Adını sevgi koydum. ’Yarın sabah buluşuruz’ diyorsun. Az görünüyorsun. Bilmiyorum, yarına çıkar mıyım? Sayılı günlerim ne kadar? Sen, her sabah Gülücükler dağıtırsın Yeryüzüne. Ben... Ben; sana doyamadan ölürüm! Ahmet Bektaş Zühre - Venüs - Zühre-i Zehra Bazen sabah, bazen akşam yıldızı olarak görünür. Tabiatı mutedil, soğuk ve rutubetli olup; dişi ve geceye nispet olunmuştur. Bu yıldıza bakmanın kalbe sürur verdiği tespit edilmiştir. |
Gülücükler dağıtırsın Yeryüzüne.
Ben...
Ben; sana doyamadan ölürüm!
işte ben buradayım
şiirin tam bu noktasındayım
finali içime öyle bir dokundurdun ki
kendimi tekrar okumaktan alım koyamam