Döngü
Döngü
Tek şey bilir aslında, her şeyi bilen! Her şeyi bilen, hiçbir şey bilmediğini bilen... Geçmişe atılanlarla, genişliyor evren! Zerreye bak sen, geleceği görmek istersen! Klişe; “Topraktan gelip, toprağa dönmek” Marifet olan, hiçlikten gelip, O’na dönmek… Doğumu “Ölüm” gibi düşün, toprağı “Ana”; Su, halden hale giriyor; belki ölüp ölüp diriliyor! İnsana benzemiş çoğalınca ilahlar; Yarı insan, yarı ilah; doğuran ilaheler! Dünyayı sahiplenen efendiler ve ilahlar; İlahların gölgesinde efendiler; kudret ve silahlar! Aç karnını bile doyuramaz ki zayıflar? Ölümsüzlüğü arayan, boğa deviren “Yiğitler”! Uydur; dağlarda yedi başlı ejder, gökte azgın boğa! Yerde bunlarla dövüşen, “Sahip” olsun insanlığa! Kurt kocayınca, maskarası olur yavuz itin! Sonra kuyruğuna teneke bağlarlar, uyuz köpeğin! Gökten gelen her şeye “Evet”; saf, iyimser, hümanist! İlk “Hayır” diyen, kadın ise ilk feminist! En iyi, en kötü; en kötü, en iyi! Ben neyi dilersem, sonuçta o iyi! Patron kim; Dünya’ya hükmeden, sen mi? Katışıksız, kapsamsız, sade “Ben” mi? Maksat “Doyuma ulaşmak” olunca, sonsuz ihtiyaç var! Terk etmeyi göze alan için; hesapsız bereket var! Kudretli hem de aziz; neden yüzüğünde zehir taşır? “Gölge etme, başka ihsan istemez!” fıçıda, bilge fakir! Altta kalan, ezilir; niteliksiz ve aciz olan kinlenir üsttekine! İntikam almak ister biçare; medet, efendi edinir kendisine! Yol açan, önde; takip edilir! Takipçiler doğal olarak geride! Hiçbir şey tam taklit edilmez; yeni şeyler bulan zaten ileride! “Kısır döngü”, var sanılır; bunda insan yanılır! Evrende tekrar olmaz! Her şeyin bir yolu var ama bir yıldız aynı yörüngeden iki kez geçmez! Ahmet Bektaş |