Güdük
Güdük
Kopar kanadını, “Hadi uç!” Sonra bacaklarını, “Yürü be!” Haşeratın kulakları duymuyor, aklınca! Töre-n kutsal! Mahallede şenlik var! Yalandan, azıcık; Umut bekle kalandan! Kötü düşünme! Biz bilmeyiz, konuşma! Ulular hiç yanılmaz, karışma! Güdük bıçakla, döner kesilmez! Kör tırpanla, tarla biçilmez! Kılıcın kını, minarenin kılıfı var! İçtiği çamur; yediği hamur, buğday, un! Akılsız, zavallı; çaresiz hem de yorgun? Boynu bükük, yüreği ezik; Nefret, kin kusuyor; yine de yazık! Leylek, şişe dibine ulaşabilir ama Dilini kesmiş hoca! “Şimdi kuşa benzedi!” Bal, kasenin dibinde saklı; Armudun iyisinde, ayının aklı! Kafa kocaman ama sorun beyinde! “İşleyen demir ışıldar!” Bahanelerin bini, bir para; “Ha” deyince! Kadına seslenir, “Eksik etek!” Sevsinler! Kendisi tastamam, maço erkek! Asıl eksik sende, kalmışsın güdük! Kaşınma da söyletme, hadi oradan hödük! Ahmet Bektaş |