Ahmak
Ahmak
Ahmağa anlatma! Arif olan, zaten anlar! Gören, duyan değil; anlayan, bilir! Çoban, aşık; düşmüş ağa kızının derdine! Sürü, kurtlara emanet; köpekler, yal peşinde! Çakal önünde, aslan payı! Akbaba, telaşta! Aslan, kafeste! Karganın dili, belası; peynir tilkide! Ayı korkmaz, arıdan! Deveye diken, şiire kafiye; Usta olur, incitmeden düzen! Hikmet var! Ne yapsa yeridir! Her deli, ahmak değildir! Karga kılavuz olunca! Yaşasın kurtarıcılar! Tamamen duygusal ama maaş, ganimet umar! Kim, kimi; kimden ya da neden kurtarıyor? Kendini kurtardın, kabul; başkası için bir kanıt ver? İnanç! Neye, kime? Kendine! İnan ama bil; “La ilahe illallah!”(İlah değil Allah var!) Zaman; evvel zaman, ahir zaman, şu an! Geleceği göremez, geçmişte kalan! Aslen tüm zaman, bir “An” Kavga için nedeni çoktur ahmağın; “Arif için din yoktur” güzel söz, Arabi’nin! Şeytan! Büyük, orta, küçük! Taşların poşeti ne kadar? Gerçekten insan, “Şerefli mahluk” mu? Alıp-satan kim? “Cariye” insan mı? Sen seçene kadar belirsiz, trilyonlar ihtimal sunmuş evren tercihe; Ne dilersen, onu bulursun; bu düşmanlık, kin kime? Ahmet Bektaş |