Güneşi rehin aldım gözlerinden.kaçamak bir bakışın yalazında kavrulan başak taneleri gibi yanık bu gün Adalya’nın koyunda ki kum taneleri sürgün gitmiş yürek ekvatorunda kıvılcımlanan sönmüş kor sanki gözlerinde kayboluşum. gri bulutların tel süzgecinden geçti duygunun en yoğun katmanı bahar dalıma dokundurdu kanatlarını sevdalı göçmen bir kuş ebem kuşağını taktı zülfünden kulak arkasına misk- i amber kokulu kırmızı karanfiller ak(tı)denizin ortasına umudun gelini damla damla... avuçlarımda kaldı nefesime çektiğim sensizliğin telli duvağı seyrelttim fidelerini yüreğime ektiğim papatyaların her yaprağı esaretin kanatlarını kırıyormuşcasına kopardım bir bir haylaz ceylan yavrusu gibi zıpladım ordan- oraya yoz diken biriktirdim mahzenime astım yüreğimi en sivri tepesine kanasın... pencerem sis perdesini çekmiş trajı kırık anıların gözüne karanlık kuyunun korsan oyuncusu gibi yalpalanır duygular elinde tırpansı /tek dişli canavar ... güneşi avuçlarında saklayan yedi katlı yerin gizli yolcusu ışığımı hep saklar... öyle bir an ki... "Deli Dumrul’un" kılıcı gibi kesti geçmişimi orta şiddetli artcı depremler salladı yer yer kırık fay hatlarımı tırnaklarımı geçirdim yüreğime dağladım aman olmaz yaraları kapansın... topladım nadide gülleri Arikanda’nın mavi perçeminden tek tek bir buselik nihavent makamı kondurdum notamın es çizgisine tınısını basar ayakların yorgun yüreğime güneşi rehin aldım gözlerinden tomurcuklar filizlenir sarp kaya yortusundan sevginle yeşersin... |
yuregıne saglık..