Umrumuzun Dışındakiler
Çocuk
Sana kuşlardan börtü böcekten Veya bu gibi gereksiz şeylerden bahsetmeyeceğim Sende bilirsin ki hayat hiç bu şekilde çıkmamıştır senin karşına Çıkacak kadar yaşamamışsındır bir başına Kuru ekmek, ter, burjuva ve şarap Kahkahalar, masallar, çizgili öyküler Sana bir hayatı anlatmam çok uzun sürer Sana insanlardan bahsetmek isterdim Çağımızdan önce gelmişler bir ara Hiç görmedik ama bizlere çokça benzerlermiş Hata atalarımız güya onlardan gelmekteymiş Hangi arada gitmişler biz farkına varmadan İşte senin derilerin dökülmeye başlamış o an Sana insanların neden açlıktan kıvranarak öldüğünden Aç veya susuz sayılan kemikleriyle sefalet çekenlerden Veya en basit haliyle İnsanlık adına yaşayanların bütün bunları görmezden geldiğinden Ve hiç aklında olmadığı bir halde Hiç aklından çıkmayacak bir şeylerden Süper nano teknolojik çağımızın Açlığa sefalete ve merhamete yenik düştüğünden En değerli birikimimizi vergimizi varlığımızı Yani senin anlayacağın Bir ülkenin olmazsa olmazı En parlak ve değerli paramızı Yatırırız keşfedemediğimiz atomun Bir araya getirdiği bombalarına Uranyuma, nükleer enerjiye Ve onların bize sunacağı ecele Yani oradan bakınca açlık nedir bilmeyiz derken Ellerimiz aç boğazlara rahmet sokuştursun isterken İstemekle kalmış hep Yeltenmeye yeltenmemişizdir Sana yüzyılın insan kayıplarından Salgınlarından, ham petrolden savaşlarından saldırganlarından bahsetmeyeceğim Çiçek börtü böcek seversin sen Hiç görmediğin bir dünyanın… Varlığını dahi bilmemişsin yaşar iken Mesela parmaklarımın harf ve kalem arası gel git lerinden Bu zaman zarfında kaçınızın öldüğünden Kim bilir sefaletten veya siyasetten Niye önemi olsun ki Bizim yerimiz sıcak ve rahat iken Üstelik yatağımız yorganımız aşımız karımız Ve kadınlarımızdan olan çocuklarımız Aç çıplak susuz şuursuz İnsanlık için hiçbir önem teşkil etmez iken Biz uykumuzun derinliklerindeyken Kaç hayvan konar sizin leşlerinize Veya kaç insan havyan gibi yaşar böylesine Görmemezlikten gelişimize Bana kalsa bencillikten öte bir şeyler var İnsanlıktan uzak dna mıza yakın En aşağısından aşağılıkça bir şeyler Mesela ben kendi şahsıma asaleten Ama cümlelerime vekaleten hiç bitmesini istemediğim bir sigarının Dibi gelmeyeceği bir alkolü kaç kez istediğini bilirim Hiç umurumda olmamıştır Senin dünyanın bir ucunda olmanın cılız vücuduna, sayılı kemiklerine sineklerin konmanın Kapitalizmin hediyesidir Birinci dünya ülkesinden sen ölmeyi bil çocuk kendi kendiliğinden farklı koordinatlarındayız diye haritanın Ve ülkelerin, ve politikaların, ve sömürülen toprakların Mesela sıcak ekmek, sıcak çorba, soğuk su için Ve üçüncü dünya ülkesinde var olduğun için Saymayacağım daha kaç dünya var böyle Nasıl üç ettik görmedim bile Yani utanmazsam söyleyeceğim Utanmasızca adiyiz Dilim varmıyor ama Rengimizden olsa gerek sanki daha asiliz Bizim umurumuzda mı sayılı kemiklerin Gelmiş geçmiş gelecek olan Bütün birleşmiş milletlerinin Adı birlikten geliyor bakma sen Henüz çocuksun ölmeyi bil bari sen Dert mi sanki dibi delinen midenin gurultusu Biz böyle sıcak yatağımızda yatar iken Ama yine de sana bahsetmeyeceğim Hiç bilmediğim dillerde söylenmiş türkülerden Adını bilmediğin öykülerden Ofelya`dan, Beatrice`den… Sen sütünü kana kana emmiş gibi yap Onların iri memelerinden Sana vaadi bol şeyler söyleyeceğim Cennetten, cehennemden Ve kurgusu yazılmamış bir kurtarıcının geleceğinden Sen de bilmiyordun belki böyle olacağını hayatının Merhametsiz insanlar yüzünden son bulacağının Adını bilmedim bir tek yüzünü hatırlıyorum Bilmiyorum hangi ajansın hangi haberinden Bilmem hangi dünyanın bir ülkesinden Çok sürmedi diyebilirim o uzunca hayatın Saniyelere sığdırdı bütün bi ömrünü ajanslar Senin bıraktığın boşluğu süs köpeklerimiz bile tamamlar Sana güzel şeylerden bahsetmeyeceğim Güzellik nedir bilmemişsindir sen Ananın elleri bile senden önce suya gider kendiliğinden Yaşamak böylesine hayvani Böylesine iğrenç iken Hangi bi güzelliği söylesem ki Kendi dilinden Ne senden ne de benden… Aldığımız nefesin değerini bilmediğimizden Eğer yaşıyorsak bil ki o da yüzsüzlüğümüzden Barbarlığımızdan yerin dibine girmediğimizden Yada gelişi güzel bir şeylerden Bahsetmeye fırsat kalmadı Biliriz ki yaşamak öylesine leş Öylesine iğrenç, kir, pas, ve kan Sen çoktan ölmüşsündür Biz farkına varmadan… |