Mesela
Yeni bir hayatı yaşamak istediğimde
Hayat da bana eski gelmeli Sanki hep bildiğim bir şeyleri Bildiğim gibi Sorgusuzca öğretmeli Hiç tanımamalıyım kimseleri Alışmamalıyım birilerinin varlığına Ve bağımlısı olmadan yaşamalıyım yaşamı Bitirmek istercesine Güneş doğar doğmaz İlk ben seyretmeliyim En yüksek dağlarından kentlerin Bütün insanlık uykuda iken İlk ben üşümeliyim mesela benim üstüme yağmalı kar Üstelik üstümde eski beyaz bir gömlekte olmalı Kirlenmeyi en iyi bildiğinden, bir de istediğinden Belki de kolayca da kendini gösterebildiğinden … Yeniden yaşamayı istediğimde mesela ben Yalın ayak gezmeliyim nisandan eylüle Mesela hiç hesap vermeden Ve muhatap almadan bütün medeniyetleri Hakir görülmeden, dışlanmadan, abonman bilet almadan Ama dışa ve kimselere bağlı kalmadan, bağlanmadan En bedavadan yemeliyim bütün meyveleri Limonu sarı ve ekşi… üzümü siyah ve mor Dilimde yine bambaşka tat bambaşka sözcükler Hiçbir fotoğraf mesela Hatırlamayacak eminim ki yüzümü Ne bir kayıt, ne bir belge ve de noter tasdikleri… Hiç biri bilmeyecek, anımsamamalı beni Yanımda taşımamalıyım mesela Eldivenlerimi Şemsiyemi, saatimi Zaman kaçı vurursa vursun Yağmur ıslatabildiğince ıslatsın Nereyi gösterirse göstersin pusulalar Denizler, nehirler ve yön gösteren yıldızlar Ayağıma batmalı her patika da çakıl taşları Güneş yine ısıtmalı, yağmur yine ıslatmalı, Canım yine yanmalı, yine kanamalı Ama hiç uyumamalı işte Hatta En kızıl bir elmayı aç bir hayvan gibi ısırmalı Yeniden yaşamaya başladığımda ben Kaç kez soluk aldığımı saymalıyım Nabzımın kaç attığını da Ama hiç bilmemeliyim özlemin ne olduğunu Kokusunun neye mal olduğunu bir kadının Her birinin benden neler neler çaldığının Hiçbir ülkenin hiçbir vatandaşı olmadan Vizesiz , koşulsuz şartsız üstelik vesikasız Gezebilmeliyim yorulduğumun farkına varmadan Hatta en derin kuyulardan içebilmeliyim suyunu Ama yememeliyim kesinlikle yine de Ademin dişlerinin arasında ısırdıklarını Yeniden yaşamaya başladığımda ben Kovulmamalıyım kimsenin cennetinden Mesela çam yine kokmalı, güller alabildiğince kırmızı Börtü böcek çiçek ne varsa Canları istediği gibi olmalı Her bir günün içinde bin kez karşılaşmalı hatta Bu demek değildir ki istemem hiç en keskin zehirli hayvanları Onlarda olmalı elbet onlarda olmalı…. Yeniden yaşamaya başladığımda ben Umursamadan kimseleri Kaile almadan bir şeyleri Mesela açlıktan ölmeyeyim diye Bütün günümü masa başında geçirmeyi Yada bir amele olup Bitmemiş bir inşaatı bitirmeyi İstemediğimi alenen belirttiğim gibi Düşmemeliyim de telaşına böyle Ne varsa payıma düşen işte Alabilmeyim her günün tadını çıkararak Ağaç yaşlanarak, odun yanarak, çiçek kokarak Hayatımın her karesinde bir başıma yaşlanarak Ben bu hayatı yaşadığım günden beri Mesela; hiçbir ülkenin hiçbir ekonomisine Siyasi görüşlerine, psikolojisine, biyolojisine Yani bilinen bütün lojilerini takmadan Altını çizerek belirtmeliyim Yaşamayı dilediğimce yaşamadan Mesela bir günün kaç saat çektiğini değil Hayatını çalabilmeyi Üstelik karda bile izimi bile bile belli edebilmeyi Ne varsa ardımda kalan işte öyle gibi bir şeyler Ve tarifini yapamayacağım anlamlı bir şeyler Çamur sıcakta kurur, taş sert bir cisimdir Her birinin kimyasal yapısından da anlaşılacağı gibi Elementlerden öte değildir Doldurmamalıyım kafamı böyle şeylerle Doldurmamalıyım dolması imkansız yaşamak gibisiyle Hayatımın yanı ağır bassın isterim Fersah, kental, ve bilimum ölçekler Ne haddine ki yaşamımdan pay almaları Ne haddine gazete başlıklarının, Ve gelecekte ülke politikasının ne olacağının Endeksi ne kadar yükselip düşeceği borsalarının Umursamadan, takmadan işte Ve üstelik hiçbir kaygı duymadan yalan değil sayıyorum nefesimi Nabzımızı, attığım adımı Hatta bu cümlemin Yüz beşinci satırda yazıldığını Yeniden bir hayatım olsa eğer Tadını bilmediğim ve ezberlemediğim İnsanlardan çok hayatı görebilmeliyim Hiç ihtiyaç duymamalıyım mesela Bir ekmeğe, bir aşka, bir kadına Hiç yokluğunu da çekmemeliyim Yedi altmış iki kalibrelik silahın menzilinin Derinliğinin ve demirliğinin kaç ölçek geldiğinin Mevsim mevsim santim santim tüketmeliyim her bir şeyi Susamalıyım, terlemeliyim, acıkmalıyım Mesela hep yedim ama hiç incelemedim Yeşil bir zeytinin yapısını Ve çekirdeğinin büyüyecekte bir ağaç olacağını Ne olduğunu sorgulamadan sadece yedim Evet yaşamak için işte Hiç bilincine varmadan Varmadan yolun sonunda Başında bekledim sonunu getirerek Ne çok yol kat ettiğimi bile düşünerek Oysa ne çok inandırmıştım kendimi Yaşadığımı sanarak Yalan değil ha Kanarak kandırarak yıpranarak İşte toplasan hiçbir şey anlamayarak yeni bir hayat verilseydi düşünülmeden Pişmanlığını yaşamazdım böylelikle derinliklerimden Mesela daha kaç gün yaşarım bilmeden Öleceğim güne bu kadar yakın iken… Alt tarafı bir şiir Bir dubleydi zaten |