Doğa Sevgisi
Daha önce anlatmıştım sizlere,
hayvanları ne kadar sevdiğimi. Ben doğayı da severim ayrıca. Çimlere yatmayı meselâ, Tepinmeyi üstünde. Sonra efenim domates, biber. Menemende fena gider. Hıyar… Bayılırım. Salatalık demem lâzım belki, Biraz kaba kalıyor hıyar deyince. Ama tadı kibar… Başka, başka, heh buldum, meyveler. Enfestir, bunlarda çok faydalı. Her gün yemek lâzım. Tüm yeşillikler güzeldir, Sofrada eksik etmemeli. Dostlara sevdiklerimize ikram etmeli. Şimdi bir gerçek var ki, Onu da inkâr etmemeli. Hepsi masum değil doğadaki Sebze, meyve ve bitkilerin. Mesele fazla yersen inciri, Cırcır olursun, bildiğin isâl yani. Isırgan fena yakar. Doğayı seviyorum diye, Salak gibi gidip sarılırsan eğer, Bin pişman eder seni… Tıpkı ham insanoğlu gibi. Ne de olsa çiğ süt emiyoruz… Sen sen ol doğa diye, güvenme tümden. Seç eline alacağın şeyi, kokla, yokla, düşün Yıka bi güzel yemeden önce. İnsanı sorma sakın, kavun değil ki dibini koklayasında anlayasın. Peki nasıl seçeceksin? İşte onu da ben bilmem… 12.38 – 15 Nisan 2010 Bakırköy - İstanbul |