ADI OLMAYAN
Her gün yıllarca tenini düşledim
ötekilerle doluydu günlerim seni düşünme saatlerimi sabırla ve sabrın uzağında bekledim. Topladım bana bıraktıklarını sakladım çoğalttım bana kalanlarını her birinden bir yeni kadın, ve bambaşka bir aşk yarattım. Sızdı sızmayasıca gerçekler düşlere sızladı bildiklerim bilmek için beklediklerim ağrıdı gördüklerim ve henüz görmediklerim bir anlama noktasıydı etime bastım aklımı ağrıtanları bir raptiye parıltısı yığıldı umduklarım, anlattıklarımdı. Her gün bir kirpiğini sevdim nakış nakış harf harf öyküledim bir kirpiğini. Öyle çok bekledim aklımda kalan seslerini ellerini özledim ellerini herkesten sakladım ben toprağı yıllardır ellerinle anladım seni ve her yerini seni ve gizlerini beklemeye hep topraktan başladım. Senden sonra çok anladım çok anlattım ölçüden ve uyaktan ve güzelliğindeki kimyandan uzaklaştım ama hiç kopmadım Senden sonra kum güzeli çöllerde yıldızsız gecelerce yolsuz ve kervansız kaldım kumların renginde ellerini anladım anladım da yaratanla çağlarca baş başa kaldım. Doyum vardı senden sonra doyumsuzluk vardı buğday esmeri boynun ve omuzların vardı bir yeni telaştı sesin hep bana varlığı tartışmalı beklemek vardı bir de olumsuzu, olmazı karşıtı vardı. Evvel vardı zaman vardı kalbur ve saman vardı bir nice yapamadığım vardı masalsız bitişler öykü gerçeğine sürüklenişler vardı. Sen vardın aklıma kapandığım odalarda; erken sabahlarda sen gerçekten var mıydın? Ama senden bir şeyler vardı seninle beraber toprak vardı anlattı aşkı ve varlığı anlattı insan yalanlarını anlattı aslında hep yalan olan insanları aramayı ve her seferinde bulanmayı kuşkuya . Toprak sendeydi sen topraktın ölü ve ve anlaşılmaz bir şekilde canlı seni bulmaya azdan aza ama sürekli senin olmaya hep topraktan başladım. Senden sonra değil sonran yoktu ve bir türlü olmuyordu sen olmadığında kendine çelişkin özneler ve çapraz eylemler vardı. Sen olmadığında takvimin bir yerinde kaybetmek bir büyük kaçınılmazdı. Sen olmadığında su da üşüdü durdu tarih anlatılmayana dönüştü. Sen olmadığında yüklemin zamanı geçti öznenin tanımı değişti olmadığında gerçekler devrikleşti ve hiç kimsesi olmayan dizelerime bildik bir kederle yerleşti. |