Gördüm bir dilberi çeşme başında
O incecik beli Elif’e benzer
Kudret-i Mevla’nın nakşı kaşında
Sesindeki yeli Elif’e benzer

Bilmem ki düşüme giren mi acep
Eliyle badeyi veren mi acep
“Gel” diye yollara süren mi acep
Düşümün güzeli Elif’e benzer

Kıskandım tuttuğu çeşme taşını
Keşke bölebilse gönül aşını
Uzandım silmeye gözde yaşını
Gözündeki seli Elif’e benzer

Başındaki yazma ibrişim oya
Eğildi ibriği değdirdi suya
Suya düşen şavkı yattı uykuya
Baldan tatlı dili Elif’e benzer

Nazârı değince dağladı beni
Gözünün içine bağladı beni
Sanki ayağımdan düğledi beni
O şirin cemâli Elif’e benzer

Gülünce gözünde gamzesi yandı
Çevirdi başını biraz utandı
Yaradan aşkına can içre candı
Edepte kemâli Elif’e benzer

Yürüdüm yanına yaklaştım ona
Dedim bir tas su ver ne olur suna
Uzandı çeşmeye elinde kına
Tası tutan eli Elif’e benzer

Doldurdu ibriği koyuldu yola
Üç adım attıkça veriyor mola
Belki sevdiceğim bu ceylan ola
Saçındaki teli Elif’e benzer

Dedim ki ay gözel benzersin aya
Gece bir düş gördüm sen gibi ziyâ
Adı Elif idi sevdama maya
Şavkının hilâli Elif’e benzer

Dedi “Ben de gördüm gördüğün düşü
Elif’e Elif’lik ol Hüdâ işi
Dedim Makberî’nin sensin güneşi
Kaderin bu hâli Elif’e benzer

Makberî – Ahmet Akkoyun……29/03/2010……23:15….İst