KIRGINIM
En nihayet insanım, kırılmamak lüksüm yok,
Şu koskoca dünyayı, dar edene kırgınım. Bin parçaya bölündüm, kırık, çıkık, çatlak çok, Cennet gibi gönlümü, nâr edene kırgınım. Suyuna sel karışmış, eğrinin de düzünde, Kirlenmiş bir vicdan var, birçoğunun özünde. Gülerken gül açardı, gariplerin yüzünde, Tebessümü unutturup, har edene kırgınım. Arının peteğine çomağını sokarak, Havamızı kirletip, pislik gibi kokarak, Cemiyete ters düşüp, insanlıktan koparak, Tansiyonu yükseltip, bar edene kırgınım. Söz söylemek hakkım yok, hududunu bilene, İnsan hâli ola ki zaruretten dilene, Alın teri, göz nuru kazanırsa kime ne? Yoksulların sırtından kâr edene kırgınım. Fazilet, yere düştü, kin ve nefret yükseldi, Sevgi saygı kalmadı, hırsızlık yalan geldi, Dostlukların dibini dostum diyenler deldi, Derdi, gamı, çileyi yâr edene kırgınım. Dağda domuzu eksik, ne kaygı var ne keder, Milyonluk serveti var, az diye isyan eder, Ömrü yaralı gibi; ne harabat ne heder, Edep erken bilmeden, zâr edene kırgınım. 30.03.2010………Mustafa YARALI |
bu güzel şirinizdeki kırgınlıklara hak vermemek ne mümkün efendim
öyle güzel anlatmışsınız hepimizin kırgın olduğu durumları hislerimizin
tercumanı olmuş güzel yüreğiniz artık insan dayanamıyor bu olan haksızlıklara
ama balık baştan kokuyor bunu hepimiz biliyoruz şair arkadaşım duygularınıza
duygularımız karşılık veriyor ve aynı yorum çıkıyor kutlarım şirinizi sevgilerimi bıraktım sayfanıza hoşçakalın efendim