İnanmıyorum Artık Şükürler Olsun/ (esad'a..)
1)
İnançlar: cemaatlere girebilmek için satın alınan biletler gibi artık esad! Yırttım bütün ellerimi… Girmeyi değil gitmeyi istiyorum artık Ben’i de çözdüm esad, ben: en çok onlarmış! Öyleyse artık kimse ben değil, ben bir başkası değilim artık! Aşık olduklarında sözlerimizi bilgece bulan suratlar Öptüklerinde çürümüş ağızlarına kestikleri faturalar olalım istiyorlar. Bu yüzden kendimizi ödeyerek borçlanıyoruz ayrılıklara Onlar h/ aciz olup dayanırken dostluğumuza! 2) Ağzımı bıçaklıyorum geceleri, niyeyse! Soru sormak ve cevap vermek: yalan, esad Hazine’nin yerini sormadan önce gözlerime bakanlar hep aynı şeyi söylüyorlar: "Seni çok seviyoruz!" "Ben de sizi" demek yerine: "bende hazine yok" diyorum esad "ben sadece bir kül yorumcusuyum." kamyoncu olarak gelenlerin mühendis olarak çıktıkları bir kalbim var : hepsi bu bendeki: asya hep üşüyor , bendeki: asya hep çocuksuz! (Bunu anladıklarında: kalbim bir uçurum oluyor kendilerini attıkları… Sevdiklerimin ellerinden kendi ölümü toplamaktan bıktım ben, esad) Bütün bırçi’ler yağmalayarak doyuyor,ve sürekli konuşarak,niye? Ben artık sussam diyorum esad, çok sussam… Bıktım, bulmaktan kendimi kan denizlerinde Halbuki dağları çağıracak kadar da cesurum gözlerime 3) Kimi seviyorum esad ben? Kim seviyor beni? Elimi neye atsam, yanılsamalar… Kiminle yola çıksam onu ayaklarımı emerken buluyorum. yorgunsam sevgimden, ki zûl oluyor(lar) bana! öyleyse : İnanmıyorum artık:şükürler olsun! Şükürler olsun, sev (il) miyorum.: (ÖL!’melimiyim?) Koşarak geldim sana diyenler; kendi karanlıklarından kaçtıklarını söylemiyorlar Sonrası:güçlü oldukları için değil, çaresiz oldukları için sarılanlar insana! Oysa ben,ah ben! Herşey “ Mersinde bitti” sanıyordum, Herşey “ İstanbulda başladı ” işte, esad… 4) Parmaklarımı yakıp baş ucuma bırakıyorum geceleri Ben karanlıklarda büyümedim ki,sobanın ateşi olsun,vururdu tavana Ateşi izleyerek uyuyan gözlerim alışmadı zifirden hayatın uykusuna Babam bana hep aynı masalı anlatarak büyüttü: Kaplumbağa ve sincap komşu olacaklar Kim kimin evine misafir olacak dersin? Kabuğumda yer yok, dallar ise çok uzak Gayri içim çok acıyor esad Ben yabancıların talanına açık bir dostmuşum ki: Yaralıyım Şimdi sığınacak kadar, düşmanlarıma,ah! 5) Bulduğumu ağzıma götürürmüşüm ya çocukken, esad Artık: kendimi dudaklarımdan uzaklaştırırak mı büyüsem? Kayıpkentli -24.şubat.2010 Kıztaşı/İstanbul 05:30 |
Şükürler olsun, sev (il) miyorum.:
(ÖL!’melimiyim?)
nasıl demeliyim,ne demeliyim bilemedim doğrusu..etkilendim demek de az kalacak,bundan korkarım.içim titredi her bir dizeyi okurken,aynı düşünceleri bir ağızda bir yürekte okumak çok farklı bir his bıraktı bende.
etkilendim demem az kalacak..
Hazine’nin yerini sormadan önce gözlerime bakanlar
hep aynı şeyi söylüyorlar:
"Seni çok seviyoruz!"
"Ben de sizi" demek yerine:
"bende hazine yok" diyorum esad
"ben sadece bir kül yorumcusuyum."
neresini alsam da başlasam uzun uzun cümleler yazmaya?korkarım yetmeyecek! günün şiiri olarak görmek isterdim bu güzel,anlamlı şiiri.uzun zamandır da böylesi (her kelimesinde) içimin titrediğini hatırlamıyorum..
kaç esad lara soru soruldu bilmiyorum içimde
derinlerdeyken,yüzeye çıkmanın sersemliğini taşıyorum şimdi
gerçeklerin acımasızlığını buluyorum en tiz sorularda
kaçmak istercesine yakınlaşıyorum cümlelere
kaçmak istercesine...
sadece bir kül yorumcusuyum,bilemeyene..
yüreğe sağlık demem de az gelecek,korkarım
tüm güzel dileklerim ve yorumlayacak kelimelerimi sınırladınız sevgili şair
bu da şiirin esrarengiz gerçeğindendir
sevgiyle /