BİRE İKİ KARACA AHMETkarabasan gibi bir eksiliş yine ağızda harbe hazırlanmış yine efkar kafdağına azığı aklında aklı uzakta bir yiğit devrana destanlar kesiyor uçsuz bucaksız biliyor hiç bir nefes kesmez vurulmadıkça alnından hasret biliyor kavak suyu öpmeden uzamaz esaret özlemi dizmedikçe kurşuna hayalden öte cebe girmez bir şey karşılıksız para basmak gibi bir hayaldir sadece görüntüden öte zenginleştirmez...! rahvan atlarla yarışırken rüyalarda cep delik cepken delik hoyratça kükreyerek bir aslan esiyor poyrazdan ve bir ceylan kokusu hakim havada süzülüyor alnı gergin iki yoksul kaş çatışıyor önüne kim çıkarsa ki; ortalık toz duman sebep mi ? yok! sebep, yok/sun/luk zaten...! özlemek zaptetmiyor artık ki; kudurdu delilikler faydasız artık ne fallar ne de dumansı üzerlikler zamana direnen ayaklar kireçlenmiş uğramıyor ulaklar kapalı gözlere gece vakti boynunda ayrılık tutulması kadar lanet bir kahır dinmiyor ve ölüyor koca aslan ceylana ilk dokunuşta uyanıyor... oysa çok belli tükenmeden bu esaret müptelalığı ne fırtına diner ne de ceylan kokulu rüzgarlar özlem zırhlı tükenmez hasret yüklendikçe yüklemsiz tümcelere çıkıyor hırs kınından daha bir baş koyuyor örse bileye bitsin değil aslında amaç ya özne otursun yüklemine ya da.... ama biliyor; bazı şeyler istemekle bitmiyor bazı şeylerin bitmesini istemek yetmiyor...! alamet_i farika: sevmek marka :özleme yenik hasret yani; ya sevda başa ya bire iki Karaca Ahmet...! ToprağınSesi ... |
bir de şiirlerinizin başlıklarındaki özgünlük dikkatimi çekti.
eskinin üstine bir taş koyarken özgün olmayı başarabilmektir aslolan derim ben.
şiir zincirinin bir halkası olabilmek için böylesi bir sağlamlık gerekiyor.
şiirleriniz gerçekten güzel. okunası.
çağrışımları bol ve anlamlı.
yeni bir şair okuma sevinciyle...
selamlar...