GÜL SALIHayatımda ilk defa, içerken acı mırra ! Bende bütün anılar, kadem basarlar sırra... Toz bağlıyor arşivim, onca eski mazruftan, Ya cifir ilmi ile, ya çözülür huruftan. Ümmilere açmadım, daha kozmik odamı, Erdemden yoksunluktur, ifşa eder adamı. Limanıyım ben şimdi, bayraksız gemilerin, Her gelen, boşaltıyor yükünü bir gizemin. Her nefes alışımda, geliyorken bıçağa ! Oysa seni tanırken, girmiştim yeni çağa... Kaybederken yönümü, elim de yok pusula, Her çağ tayfunla gelir ve kapanır kabusla! Yeşertmeli dört yanı, oysa yeni dediğin, Goncasında kan kesti, senin bilemediğin. Hangi merci düzeltir, namert çıkan talihi, Bir eski neşideden, okuyorum tarihi... Ganj’a savuruyorum, kaç ölünün külünü, Gel gör ki, seyredemem bir aşkın ölümünü ! Onca cürüm ve cefa, ödenmemiş diyetin; Ey kalbim söylesene, bu kadar narin miydin? Hangi hekim bulur ki, kendi derdine deva ? Meğer olmazmış benden, kuşlara bile yuva. Dağlarla ıslık ıslık, bakma konuştuğuma, Adın bile çok geldi, çatlayan dudağıma ! Buğulanan gözlerim, ağlarken bulut bulut, Gül ağacından çatma, geçiyor boş bir tabut... Hayrettin YAZICI |
anlam içerisinde derinlikler..
Bir ömrün mısra mısra tükenişi nede güzel anlatılmış
şiirde şiir diliyle..Mırranın acılığı değil usta lezzeti
esrik eder insanı...
Şimdi Trablusgarpta balık tutma mevsimi..Nasip olurmu
acep ölmeden önce, benimkiside hayal işte, neylersin şiir
aldı götürdü beni benden ötelere..
Güzel vede anlamlı bir şiir okumanın hazzıyla sizi vede bu harika
eserinizi tüm yüreğimle kutlarım TEBRİKLER..
Selam vede muhabbetlerimle Allaha emanet ol..yunus karaçöp..yudumyunus