BEYAZ DUVAK Kaderim
kundaklanmış sarıp sarmalanmış hayallerim
gösterilmemiş sus olmuş dilim düşüncelerimdeki zincirlerim sıralandı duygularım utanmanın kilitlenişinde kafeslenmiş özleminle bekleyişlerim doğdu gün gün beyaz bir yaprak gibi doğan gelecek sancılarında selametle gül kokularında bohçalandı dileklerim sönmeyen hasret kaldı yüzsüz duygularımın içinde bitmeyen özlemlerim dökülmüş ayaklarıma umutlarım sağır eden çığlıklarda koştu yürek her bir atışında çıkrık sesinde döndü ilmekler özlem dileklerinde işlendi gergefte sevdalar nakış nakış kınalı ellerde her ilmekte kalp atışım hayallerim kuruldu tezgahlarda yumak yumak sarıldı yün iplikleri metrelerce bakış oldu yürekten nazlı gülüşlerde güz günlerinde nahoş geçen yılların dramasıydı oynadığımız oyun aşkım özlemdi kavuşmaktı sevdalı bir yüreğin diğerine gazel yapraklarında aradım ümitsiz bakışlarını umarsız kördüğümde kaldı umut döküldü ilmeklere renk renk halı tezgahlarında vuruldu kilimlere döküldü sevda bestelendi her bir satır ney sesinde aşk dolu dizeler beyazdı duvak tertemiz özlemlerdeki sevdaydı papatya yapraklarının sevgisinde aydınlanan belki bir belki bir ömürdü katlanılan beklenen sararmış donmuş bakışların direnmesile sevdaydı sorulmadan dileklerin savrulmasıydı kalp atışı yürümekti bilmediğin karanlığa adımlarla danışılmazdı biçilirdi duvaklar izinsiz ar damgasıyla gizli kalmışdı yürekte sevda yaralı öksüz bakışlar çiğ damlasının düşüşünde fesleğen yapraklarına tan yerinin huşu sesinde biterdi gelecek erirdi ayaklarına umutlar satılırdı duygular sandıklarda izinsiz sorgusuz gözyaşları katmer olurdu görmezdi açılırdı kaderler binbir gece masalı gibi söylerdi neşeyle sazendeler ağıtlarda diken gibi batardı yüreğe sus olurdu diller duvaklarında kaderler bağlanmıştı çözülmezdi sihirli büyüsüyle ceyizler sandıklanırdı bohça bohça ilmekti hayat bağlandı kırkbin düğümle kaderine gidişinde umut yüklenirdi kendi umudu yok sayılsada dönemezdi gittiği yerden çizilmişti kadınlık geleceğine içindeki suskunlukla yaşardı savrulurdu ordan oraya susar bazen yürek konuşmaz kalem direnir ağıt gibi bir damla gözyaşı kadardır ömür geçer bir çırpnışta herkezin yaptığı birgün sorulur nasılsa terazide tartı kadardır ömürün faturası n.altın 04/01/2010 |
susukunlukla yaşarken ordan oraya savrulmak da nesidir ayrılıkların ve duyguların ..
harika bir şiir destanı gibi..öüthiş bir tema sahnelemesi ve akışı gördüm hislerin sezişlere mağlubiyetinde..
yaşanacaksa yaşanıyor işte..ama hayatta ama duygular ama şiirlerde işte..
sevgilerimle