BİR MARTI ÇIĞLIĞINDA GELECEK ÖLÜM
Dar vakitlere uyanmakta kızıl akşamlar
Fırtına sessizliğinde usum Birazdan kopacak kıyametin vaveylası Tüm gemileri yakacağım Alev alev okyanuslar Sert poyrazlarda indireceğim yağmurları Söküp atacağım çiçekleri Cam kırıklarında ağlayacak yansımalarım Sessizce kaçacaksın kalbimin en kuytularına Gizleneceksin Volkanlar patlayacak dağlarımda Her yer magma Çatlayacak damarlarım Kan revan içinde sürüneceğim Umarsızca seyredeceksin bendeki yangınları Çırpındıkça minik bir serçe duvarlarıma vuracak Söndüreceğim ışıkları Zavallı kelebekler körebe oynayacak Bir boşlukta yankılanacak çığlıklarım Usulca tıkayacaksın kulaklarını Çöllere vuracağım kendimi Bir akrep sokacak gözlerimden Uyuşacağım Kavrulacağım kızgın kum tanelerinde Akbabalara yedireceğim Leyla’nın leşini Mecnun’a yeter diyeceğim Yeter ! Unut gitsin... unut Mavi uçurtmalarla şiirler yollayacaksın bana Keseceğim İpini Sam yellerinde savrulacak kelimelerin Susacak dillerin lâl Zemheride vuracağım güneşi sol yanımdan Buz kesecek yüreğim Kayıp düşeceksin yerlere İçim dışım viraneye dönecek Kurtlar uluyacak dolunaylarda Baykuşlar tüneyecek kırık dallarımda Ve Oyalı bulutların eteğinden Gün doğacak Bir martı çığlığında gelecek ölüm Can verecek ellerimde içimdeki ben… Şiirime güzel sesiyle ve muhteşem yorumuyla can katan değerli arkadaşıma BenSenO’ya çok teşekkür ederim..Saygılarımla... flycan57 Ankara 15/ 01 / 2010 |
Bir sürü zincir yaptırıyorum mintanıma.
Kızlık kemerleri diktiriyorum,
Kalbimin en yakın noktasına.
Zindanlarıma duvarlar örüyorum ses yalıtımlı.
Zehirler sürüyorum dudaklarına SUS payı.
Yoksa-yoksa-yoksa bir gün, BEN çıkacak içimden,
Çok, ama çok korkuyorum...
Ve ağırlaştırılmış müebbette mahkum ediyorum BEN i
Kelimelerimi ilikliyorum şiirinize...