KENDİME
Darılma ama kendim
Sen bu suda yüzmeyi beceremiyorsun Sadece su üstünde durmak değildir yüzmek Her kulacında bir kulaç daha uzaklaşıyorsun rıhtımdan Darılma ama kendim Sen bu suda yüzmeyi beceremiyorsun… Kefilsiz bir senet gibisin, hükümsüz Damgasız, pulsuz Kefensiz bir ceset gibi Çırılçıplak Şah damarında sabırsız kan gibisin ürktüğünde Baygınlık vermiş bir nakaratsın hayatın ritminde. Köpekler uluyor kaygılı bir askerin sigarasında Her nefes çekişinde uluyorlar parlayan ateşinde Akşama vardıkça vakit, güneş batıyor bedenime Saplanıp kalıyor karanlık ölü hücrelerime… Şimdi ahalisinin medet ummaktan vazgeçtiği putlar gibiyim Oysa neredeyse kendim bile inanmak üzereydim ilahlığıma Cayılmış sözleri fısıldıyor devrilmişliğim kulaklarıma Verilen görevi ifa edememiş bir militan sersemliğiyle… Darılma ama kendim Kurak tarlaların korkuluğu gibisin bu halinle Çocukların maskarası Gözleri dağlanmış bir kötürümsün körebe oyunlarında Beti benzi atmış bir resim gibisin hayatın çerçevesinde Uzak bir köyde, evlere şenlik bir sesle okunan, acı bir ağıtsın Soğuk bir akşamsın Terk edilmişsin Hengâme bir şehrin don tutmuş bulvarlarısın… Ne kadar yanılmışsın, be kendim ‘Ne kadar yanılmış’ Kat ettiğin yolları geri geri yürüsen Varır mısın yanılmadan yürüyeceğin en başa Yoksa bir o kadar daha zamanı katledip Bir o kadar daha mı yanılırsın? Şimdi görüyorum ki düşüyorsun be kendim Dizlerini betona çarpmışsın Yarı baygın haldesin Avuçlarından kan sızıyor Etrafından kaçışanların kuş misali kanat sesleri ulaşıyor kulaklarına… Olsun be kendim olacağı buydu Ve biliyordun böyle olacağını Yaşıyorsun ve gökyüzü hala orda duruyor Kutsanmış bir çocuktun sen Yâda öyle farzet, ne çıkar Acıyı umursama Kanayan yerlerinin beynine gönderdiği uyarılardır onlar Gülümse… Bütün dinlerden muaf gizli bir duadır gülümsemek Sevgiyi isteyen küçük bir kız çocuğuna rastladın mı? Sen hiç kendim Onun saçlarına dokunduğunda büründüğü mutluluktur gülümsemek Tahtından feragat eden bir kralın yarattığı şaşkınlıktır… Boş ver be kendim Okyanusta, denizde büyük balıklarla yüzmeyi heves etmeyi Boğulmak olası ve büyük bir faciadır o tuzlu sularda Aykırı çöllerde soğuk bir kum tanesisin sen O sularda ısınamazsın Küçük bir dere ve kurbağalar yeter sana Her şeyin bir ses ve iki tekrardan ibaret olduğu bir dünya Vraak vraaak… Bu kadar kolay elde etmemiştin oysa yaşama hakkını Milyonlarca sperm arasından en önce ulaşırken ana rahmine Daha hikmetli bir âlem düşlemiştin belki koşarken Nefes bile almamıştın belki menziline varırken… Mehmet Akif Çetinkaya |