DÜŞ TUTSAĞIBırak, aydınlık güçlenirken Paralayıp yırta dursun bir yandan Şu kasvetli gecenin zifiri gömleğini Sarhoşlar sebebini bilmeden ağlaşırken Keskin bir şarabın gazabında duraksayıp ben Kurduğum muazzam bir düşün içinden geçtim Uzun yolları kangren ayaklarla katederken Sevilirken hırpalanmış bir çocuk yılgınlığıyla Binbir türlü yalanın içinde ziyan olmuş Bulunamamış acı bir gerçeğin içine düştüm Kaç kez defnettim kendimi korkmadan derin uykulara Derin karanlıklara Kaç kez öldüm..? Notalarını kaybetmiş bir şarkı gibi çaresiz boğularak Kaç kez varoldum..? Sisli gündoğumlarının bunaltan anaforlarında Siyah rüyalar mı gördüm yoksa Haberim olmadan beyaz yataklarda Hayır..! hayır..! Kanadı kırık kelebekler gördüm Tozlarını dökmeden kanat çırpmayı başaran Tek kanadı kırık rengârenk kelebekler Önce çocukluğumu uyandırdım Sonra kendimi Beklemeyi sevmediğimizden En olmayacak duaları ettik tanrıya Hiç beklemedik Göz göze geldik Oluk oluk kanayan bir kahkaha gibi gülümsedik Yeter de artardı Yüzümüzde tek kanadı kırık kelebeklerin, bir dolu kanat sesleri… |