0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1924
Okunma
Çocuk
Sana kuşlardan börtü böcekten
Veya bu gibi gereksiz şeylerden bahsetmeyeceğim
Sende bilirsin ki hayat hiç bu şekilde çıkmamıştır senin karşına
Çıkacak kadar yaşamamışsındır bir başına
Kuru ekmek, ter, burjuva ve şarap
Kahkahalar, masallar, çizgili öyküler
Sana bir hayatı anlatmam çok uzun sürer
Sana insanlardan bahsetmek isterdim
Çağımızdan önce gelmişler bir ara
Hiç görmedik ama bizlere çokça benzerlermiş
Hata atalarımız güya onlardan gelmekteymiş
Hangi arada gitmişler biz farkına varmadan
İşte senin derilerin dökülmeye başlamış o an
Sana insanların neden açlıktan kıvranarak öldüğünden
Aç veya susuz
sayılan kemikleriyle sefalet çekenlerden
Veya en basit haliyle
İnsanlık adına yaşayanların
bütün bunları görmezden geldiğinden
Ve hiç aklında olmadığı bir halde
Hiç aklından çıkmayacak bir şeylerden
Süper nano teknolojik çağımızın
Açlığa sefalete ve merhamete yenik düştüğünden
En değerli birikimimizi vergimizi varlığımızı
Yani senin anlayacağın
Bir ülkenin olmazsa olmazı
En parlak ve değerli paramızı
Yatırırız keşfedemediğimiz atomun
Bir araya getirdiği bombalarına
Uranyuma, nükleer enerjiye
Ve onların bize sunacağı ecele
Yani oradan bakınca açlık nedir bilmeyiz derken
Ellerimiz aç boğazlara rahmet sokuştursun isterken
İstemekle kalmış hep
Yeltenmeye yeltenmemişizdir
Sana yüzyılın insan kayıplarından
Salgınlarından, ham petrolden savaşlarından
saldırganlarından bahsetmeyeceğim
Çiçek börtü böcek seversin sen
Hiç görmediğin bir dünyanın…
Varlığını dahi bilmemişsin yaşar iken
Mesela parmaklarımın harf ve kalem arası gel git lerinden
Bu zaman zarfında kaçınızın öldüğünden
Kim bilir sefaletten veya siyasetten
Niye önemi olsun ki
Bizim yerimiz sıcak ve rahat iken
Üstelik yatağımız yorganımız aşımız karımız
Ve kadınlarımızdan olan çocuklarımız
Aç çıplak susuz şuursuz
İnsanlık için hiçbir önem teşkil etmez iken
Biz uykumuzun derinliklerindeyken
Kaç hayvan konar sizin leşlerinize
Veya kaç insan havyan gibi yaşar böylesine
Görmemezlikten gelişimize
Bana kalsa bencillikten öte bir şeyler var
İnsanlıktan uzak dna mıza yakın
En aşağısından aşağılıkça bir şeyler
Mesela ben kendi şahsıma asaleten
Ama cümlelerime vekaleten
hiç bitmesini istemediğim bir sigarının
Dibi gelmeyeceği bir alkolü kaç kez istediğini bilirim
Hiç umurumda olmamıştır
Senin dünyanın bir ucunda olmanın
cılız vücuduna, sayılı kemiklerine
sineklerin konmanın
Kapitalizmin hediyesidir
Birinci dünya ülkesinden
sen ölmeyi bil çocuk kendi kendiliğinden
farklı koordinatlarındayız diye haritanın
Ve ülkelerin, ve politikaların, ve sömürülen toprakların
Mesela sıcak ekmek, sıcak çorba, soğuk su için
Ve üçüncü dünya ülkesinde var olduğun için
Saymayacağım daha kaç dünya var böyle
Nasıl üç ettik görmedim bile
Yani utanmazsam söyleyeceğim
Utanmasızca adiyiz
Dilim varmıyor ama
Rengimizden olsa gerek sanki daha asiliz
Bizim umurumuzda mı sayılı kemiklerin
Gelmiş geçmiş gelecek olan
Bütün birleşmiş milletlerinin
Adı birlikten geliyor bakma sen
Henüz çocuksun ölmeyi bil bari sen
Dert mi sanki dibi delinen midenin gurultusu
Biz böyle sıcak yatağımızda yatar iken
Ama yine de sana bahsetmeyeceğim
Hiç bilmediğim dillerde söylenmiş türkülerden
Adını bilmediğin öykülerden
Ofelya`dan, Beatrice`den…
Sen sütünü kana kana emmiş gibi yap
Onların iri memelerinden
Sana vaadi bol şeyler söyleyeceğim
Cennetten, cehennemden
Ve kurgusu yazılmamış bir kurtarıcının geleceğinden
Sen de bilmiyordun belki böyle olacağını hayatının
Merhametsiz insanlar yüzünden son bulacağının
Adını bilmedim bir tek yüzünü hatırlıyorum
Bilmiyorum hangi ajansın hangi haberinden
Bilmem hangi dünyanın bir ülkesinden
Çok sürmedi diyebilirim o uzunca hayatın
Saniyelere sığdırdı bütün bi ömrünü ajanslar
Senin bıraktığın boşluğu süs köpeklerimiz bile tamamlar
Sana güzel şeylerden bahsetmeyeceğim
Güzellik nedir bilmemişsindir sen
Ananın elleri bile senden önce suya gider kendiliğinden
Yaşamak böylesine hayvani
Böylesine iğrenç iken
Hangi bi güzelliği söylesem ki
Kendi dilinden
Ne senden ne de benden…
Aldığımız nefesin değerini bilmediğimizden
Eğer yaşıyorsak bil ki o da yüzsüzlüğümüzden
Barbarlığımızdan yerin dibine girmediğimizden
Yada gelişi güzel bir şeylerden
Bahsetmeye fırsat kalmadı
Biliriz ki yaşamak öylesine leş
Öylesine iğrenç, kir, pas, ve kan
Sen çoktan ölmüşsündür
Biz farkına varmadan…