34
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2590
Okunma

Yaşanmışlık sonucu oluşan bir nedamet bu
sus kalıyor fırtınada yağmurların soluğu
ne zaman aynaya baksam
abanıyor üstüme iki yakası bir araya gelmeyen zaman
kısılıyor sesim düşüyor omuzlarım göğüs hizama
ne zaman sussam
kimsesiz bir çığlık asılıyor titrek sesime
şöyle bir silkinip kendime gelsem
dayanıyor sabrımın burçlarına
kılı kırk yaran edasıyla paranoyak bir kadın
aynalar
somurtup durmayın böyle bana
bir zamanlar nasılda gülerek b/aktığımı unutmayın ama
alışacaksınız siz de zamanla
sonra bir gün
bir şair gülümserdi diyeceksiniz
aşkla ve umutla bu parlak cama
o vakit pişman gözleriyle bakakalıp bir kadın
gözlerinde hasretin en derin izi
yüreğinde bitmeyen bir sızıyla ıslatacaktır sizi
zamanla döllenmiş bir esaret bu
esrik gecelerin nevrotik sancılarından
ne zaman yaşamaya kursam içimdeki saati
mücrim bir yalnızlığın sokağında çalıyor
titriyor bedenim buz tutan bir alfabenin koynunda
ne zaman ısınsam
üslubu bozuk bir rüzgar oluyor içime dolan
şimdi ne yapmalı bilmem ki
kıçına tekmeyi vurup çıksam bu sokaktan
bir kelepçe gibi yapışır koluma zulam
sokaklar
aldırmayın böyle sarhoş yürüdüğüme
bastığım her taşta aşktır ayak izlerim
alışacaksınız siz de zamanla
sonra bir gün
bir şair geldi geçti diyeceksiniz
harcanmış bir hayatla
o vakit bir zemheri geçecek üstünüzden
sadece ayak izlerim olmayacak silinen
toprağınıza düşünce bu yorgun beden
Arzen ATA
5.0
100% (19)