DUDAK PAYI
Beynimde ihanet çukurları,
Sevişiyorum yüzlerce adaşınla, Bin sene aciz dürüstlüğüme reva görülen ceza Karsı kıyıda birikmiş kırıntılar, Güvercin korkusu titrek kalp atisi, Uzaktan vurmalı içimde ki seni sessizce boğmalı Tanrı uğruna bir kurban daha verilmeli Ateşim cehenneme yakin Astığın beden benim Gırtlağıma geçen ölüm çizgisi senin parmak izlerin Dualar kabul görmez kirli bu aciziyet mahkûmu, İtirazsız kırılan kalem hükmün ağır bedeli Kıymetsiz yalnızlığına ek olmak benim tükenişim Kadirsiz gecelere kapı kulplarına yangın dokunuşum Ucu bucağı olmayan tünel içinde aydınlık aramak Kara trenle uğurladığım masumiyetime veremli mendiller salladım Bekâretim kinine oyuncak Kullanmak her şeyi Açlığını bastıramadım kanıma susadın Kurak baharımda kırılmış testiler Bir damla su ziyan edilmiş Zevk uğruna ihanet kamçılanmış Dudağımda tükürüğünün tadı Uçkur düğümü düğününe hediye Ağarmış yelesini savurup atmış üzerine habersiz bir gelin Her yer bayram yeri de benim içim kızlık kani kanaması Sen koyun koyuna bir gece de ben yastıkta yorganda aradım teninin ter izini Tel kırması çeltik çeltik saçlarına düğümlü Güneş yansımış olukta yosunlaşmış suya Benim körpe hayallerim büyüyemedi senin düşkünlüğünde Cennet bu, cehennem içimde yaşattığım sır Dökemedim gürbüz çocukları eteğime Kına kokusu pullu yazmalara bağlanmış Daha dikişlerim kurumadan dökmeden dişlerimi Acele tavrına veremedim bir anlam Yapraklar sonbaharı fısıldadı zihnime Kadın kokusuna gelin odasına teslim erkekliğin Uslanmandı sol tarafımın günah meleği Tutamayıp gurursuzluğumu ince bir dal üzerinde izledim teslimiyetini Susmak payıma düsen İrileşmiş gözbebeklerine yansıdı suretim Korkma ben ihaneti gördüm Beynime bin adam koydum ve hepsine üflediğim ruh senindi Ayni nefes aynı tat Uçuk bağlayana kadar çehrem ve nasir tutana kadar ellerim dokundum geçmişe Çocuk ellerinde çata patlar İnceden gidiş Bu da benim uğurlama törenim Çek tahta iskemleyi ayaklarımdan da Ölümden önce son kez sen dokun bana... |