Seni Sevdikçe İpekler Dokurum Tezgâhlarda
Sızılı çiçekler yetiştirdim uğruna, alışkanlığım oldun yokluk gibi avucumda
Erteli günlere koştum gönül atlarımı, binlerce nal birikti ah aşkın ovalarında Acılarla sildim aynadaki yüzümü, bir yara gibi kaynadım umudun toprağına Bir tek bakışına can verdim ben, çaresiz kaldım yüce sevginin kutsallığında. Sökülse de yerinden aşkın bahçeleri, açılan her kapıdan sen gireceksin içeri Bin bir yerinden çivilensem de inlemem, sensin ruhumdaki cennet kolyem Akrepler soksa seni seven yüreğimi, ruhunun perçeminden içerim panzehiri Avuçlarımdaki kader olsun isterse ölüm, sensizliğin duvarlarını yıkar öfkem. Seni sevdikçe ipekler dokurum tezgâhlarda, ihtilal yaparım bu sevgisiz atlasta Şanına eğilir sıradağlar, seni sevdikçe göklere kulaç atar denizlerdeki balıklar Mutlu bir döngüdür kahkahan, sen gülümsedikçe tüm tanrılar bilesin ki yasta Gözlerine bakmak şölendir gülüm, seni sevdikçe yetersiz kalır bil ki bayramlar. Zulüm olsa yolum sana yürüyeceğim, her günüme keder dolsa pes etmeyeceğim Seni bana getiren bütün mor mevsimlere aşığım, cemreleri artık beklemeyeceğim İçimi acıtan sorgularla olgunlaştım ben, sen gelene dek perdelerini çekmeyeceğim Kader mintanını diktirdim diplomasız terzilere, ceplerini şiirlerimle dolduracağım. Yüküm sevda yükü gülüm, saçlarımda sabır ışıltısı, avuçlarımda hicranlı damlalar Düşlerin emsalsiz tanelerini ektim ben ovalara, kanatıyor içimi uhdeli pişmanlıklar Her gün bir resmini sakladım gönül köşküme, izdüşümlerini gölgeleyemedi yıllar Seninle bir dakikanın büyüsü parlıyor ufkumda, sarılışlara ayarlıdır bütün zamanlar. Selahattin Yetgin |