Yaslan Aşkın Çelişkili Duvarlarına
Dudaklarının yıldız ışıltılarına gömdüm bakışlarımı, sular dondu
Yanağının gizlilerindeki derinlere daldım, gemiler karaya oturdu Dumanlanıyordu saçların, yudumladıkça seni, bulutlar utanıyordu Hangi şefkatti tenindeki, hangi sırların rehberi yüreğini sarıyordu? İşkilli özlemlerin nidası dökülürdü dilinden, güvercinler dizlerinde gülümser Güncemdeki kuşlar dillenir içlenince, sen gülünce ıslanmış çatılarına tüner Kaygılı dünlerin girdapları tıkanır, bir kardelen dağlarda sevdalı ağıtlar söyler Kapat sevda pencerelerini hüzün bakışlı, içtiğin her yudum tufanları sürükler. Dalıp sevginin ormanlarına, sürüsem zincirlenmiş ayaklarımı yosun çöllerinde Götür beni uzaklara desen, çevrilsem ılgıt ılgıt rüzgârlı göğsünün kirmeninde Kalın halatlarla bağlasan beni, dilim sussa, can vereceğimi bilsem dizlerinde Bir aşkın miadı gizlenir, çözümsüz bilmeceler dillenir aşkla bakan gözlerinde. Haydi, bir şarkı seç kendine, bağrındaki eşsiz doruklara sokulsun sevginin ateşi Aç avuçlarını göklere, içindeki onulmaz kavgaları bitir, küstürme korkularla güneşi Yaslan aşkın çelişkili duvarlarına, mor şafaklarda çığlıklarla yorma sevdalı bedenini Işıkların ölümsüzlüğü gösterdiği yerlere gidelim, bırakmasın ellerini mutluluk perisi. Selahattin Yetgin |