akıl baş evinden taşınınca kırılır sözler deneme yapıştırmayı yama tutmaz… ve sakın saklama içinde! üfle onları kağıtlara boşver bırak deli saçması denilsin…
duygularının kayışı çözülmüş, dudakların titriyordu. ki, açıldığında ağzın bir parça çaput olsaydı da sarabilseydim, belki çıkmayacaktı O hiç beklemediklerim… ve ardından ben çareler arayıp emeğim çabaladıkça b/attım dedirtmeyecektim yorulan dilime…
başlamış olan depreme yoktu hazırlığım
birer birer saplandı koynuma o rengi bozuk harfler topluluğu. öbek öbek lekeleri işlendi ak tenime. silinmeli dedim, yıkadım lül-ü misal yaşlarımla, güneşe astım, ne kurudu ne aklandı. perdeleri çekildi gözbebeklerimin, aldırışı yılmadı. yanık sesli ezanlarla okundu da kulaklarıma düşüremedim yakamdan senden gelen s/onları…
peri masallarının zehirli yılanı girmiş bulunmuştu öyküme, s/oydukça s/oydu düşlerimi. kar altından zar zor fışkıran kardelendim içli avazlarım haykırdı; pişmanım pişmanım!…
esen deli rüzgârlarım sağa sola kıvranırken ölüm gelip oturdu saç diplerime, az daha kıpırdasam inecekti deri altına… hayır! hayır! çaktım mıh gibi toprak altına ayaklarımı, direndim…
inan! çocuk gözlerimi hâlâ satmadım şeytanın bir kuruşluk zevkine. sadece; kestim süpürgen ettiğim saçlarımı olur da bir gün gelip alırsan ellerine süpür yüreğimde d/ağlananları…
Ebru
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"birer birer saplandı koynuma o rengi bozuk harfler topluluğu. öbek öbek lekeleri işlendi ak tenime. silinmeli dedim, yıkadım lül-ü misal yaşlarımla, güneşe astım, ne kurudu ne aklandı. perdeleri çekildi gözbebeklerimin, aldırışı yılmadı. yanık sesli ezanlarla okundu da kulaklarıma düşüremedim yakamdan senden gelen s/onları…
peri masallarının zehirli yılanı girmiş bulunmuştu öyküme, s/oydukça s/oydu düşlerimi. kar altından zar zor fışkıran kardelendim içli avazlarım haykırdı; pişmanım pişmanım!…"
Ne güzel dökülmüş dizeler hece hece rengi bozuk olsada güzel dizilmişler Tebrikler
ruha yansıyan her deprem gibi hüzünlü ve cesurca..çok güzeldi beğeniyle okudum sevgili K alemiranın sesinden dnlemek de bir o kadar güzeldi..kutlarım yürek sesinizi..saygımla*
şiiri bilmemde yorumundan sonra elim bende olanlara uzandı bir tutam yolundular... ömrüne dilimin sonsuz dualar uçurduğu canımın içi dostum az daha devam edersem bu cevaba yine ayarlayamam dozu... yazamadıklarımı sen anla_______________________________________________ çok sevdiğimsin...
şiiri bilmemde yorumundan sonra elim bende olanlara uzandı bir tutam yolundular... ömrüne dilimin sonsuz dualar uçurduğu canımın içi dostum az daha devam edersem bu cevaba yine ayarlayamam dozu... yazamadıklarımı sen anla_______________________________________________ çok sevdiğimsin...
inan! çocuk gözlerimi hâlâ satmadım şeytanın bir kuruşluk zevkine. sadece; kestim süpürgen ettiğim saçlarımı olur da bir gün gelip alırsan ellerine süpür yüreğimde d/ağlananları…
çok gğzeldi- şiirdi en alasından kutlarım kalemi saygımla
nicedir huzur hanemin tek sahibesi olan senin için her daim açılıdır ellerim...
ki sonsuz dediğim sevgine lâyıklar sıraya girsin gönül kapının önünde sözlerini yunsunlar söylemeden önce aklığı sinsin tatmin etsin benliğini…
isteklerin sevgiyle umut doldurduğum bulutlarla yağsın hiç dinmesin... o vakit alınmış olsa bile nefesim dünyadan gül rayihaları dolar toprak altına koklarım...
Yüreğimle ömrüne sessiz sedasız dualar biriktirdiğim... SÖZ BULAMADIĞIMSIN...
nicedir huzur hanemin tek sahibesi olan senin için her daim açılıdır ellerim...
ki sonsuz dediğim sevgine lâyıklar sıraya girsin gönül kapının önünde sözlerini yunsunlar söylemeden önce aklığı sinsin tatmin etsin benliğini…
isteklerin sevgiyle umut doldurduğum bulutlarla yağsın hiç dinmesin... o vakit alınmış olsa bile nefesim dünyadan gül rayihaları dolar toprak altına koklarım...
Yüreğimle ömrüne sessiz sedasız dualar biriktirdiğim... SÖZ BULAMADIĞIMSIN...
Yorum yazacağım için o kadar mutluyum ki şimdi ifadesinde güçlük çekeceğimi bilsem de yüreğimin, yine de yanımdadır ümidim...
Şiir/ miy / di (?)
Hem şiir miydi dedim hem şiirdi dedim ama soruya yanıt değil son ifade. Ayrı iki mekanda can olan harflerdi bunlar. Şimdi yorum yazmak güç diyeceğim halbuki bu kalemime haksızlık sayılacak. Söz : "- bittim ! " dediğinde bile hiç duymayacak kadar sağırdır lâl memleketim de işte burada sanırım ona da hak vereceğim...
Şiir derken akla ilk ne gelir ? Benim aklıma yüzmeyi bilmediğim halde daldığım mavi derya gelir. Mavi bana yalanın rengi olduğunu hep söylese de orada ona da inanmam. O sözcüğü tabiat fısıldar genelde . Bana, insanların kendisine nasıl ihanet ettiklerini anlatır..Tabi onun saklı tarafı yeşildir, hayırdır evvela insanın türediği anadır...Da,
işte sorun burada ben mavi dediğim deryayı yeşil gibi gördüm. Bunu da nereden çıkardım şöyle kelimeleri ihbar edeyim kaleme,
"yanık sesli ezanlarla okundu da kulaklarıma"
ezan kelimesi ruhumu şöyle çarmıha gerdi. İyi de ne var orada herkes o kelimeyi kullanabilir hatta Havin bile ezan der ama hiçbir ezan kelimesi bana,
" şu ezanlar ki şehadetleri dinimin temeli"
gibi görünmeyecektir. Buradaki dize bütününden düştü aklıma Mehmet Akif'in milletime armağan ettiği ve okudukça yaşlara boğulduğum marşımız. Ama her ezanda , her ezan kelimesinde bunu hatırlayabiliriz değil mi ?
işte bağrımda ateş yankısı uyandıran bu ifadelerin bütünlüğü idi. Ve sırf bu dize için bu şiir bu günün şiiri ve de mümkünse yarının sonra sonrasının da şiiri...
Tüm bunlara istinaden olacak yorum devamı tamamıyla sebep-sonuç ilişkisi şekli diyebiliriz...
Konuya bakınca ah değil hatta hikayeden gireyim,
"akıl baş evinden taşınınca kırılır sözler deneme yapıştırmayı yama tutmaz…"
işte burada hikaye gibi görünen lakin bir duygunun rotası olan harfler var. Nasıl rota evet rota dedim ama derim ki bu itiraftır suçlu yüreğin kendine ettiği . Hatta o da değil baş taşınınca yokluğa sürünmek var ya hani işte o akıl sonrasında yine yerine gelir ve o zaman işte kendinin değerini gösterir ve de bu harflerle ,
İşte o akıl seyahatte iken bu şiir can bulur. Ama değil bu da değil şiirin bir bölümü ölü iken bir bölümü de dirilince ruh bulan pişmanlık eseri...
Ki bu dediklerimi de kendimle çürüteceğim,
" uzaktan oturup dinlemek mi diyeyim acaba ne der kalem ses ola"...
Ve dediğim rota, bahis, mevzu, konu işte her neyse bunun yolu kendini tamamlamış mı bir de ona bakalım...
Hüzün var diyemeyeceğim ki hüzün benim dilimde şifa gibidir. Buradaki ağır sancılı gözyaşı seferindeki tutukluktur. Ve aynı şekilde bunun hemen izinde beliren inziva betimi ve evet bunun da adı hüzün ama hüzün örtülü acı demeli. Tamamıyla adı budur mahremin (şiirin)...
Konu her yerde olur değil mi peki temaya kendini kabul ettirişinin sağlanması da mümkün müdür ? Katti suretle ;
" - hayır"
İşte burada ahenk mi denir, ritm mi denir , düzen mi denir, melodi mi denir artık adı her neyse siz söyleyin de bu şiir ;
" eksiksizdi"..
Bir kere kelime tekrarlılıkları ile boğulmuyoruz her ne kadar uzun bir yol olsa da kalem boğmuyor. Heyecan ile sonuna ne zaman geliyoruz telaşı oluyor ki bu bir bakıma endişe. Çünkü yürek,
" bu bitmesin diyor"...
Ki öyle dedim fakat her başın bir sonu vardır ya bitti şiir ama yorumlarken şu anda sayfa çok işgal edilecek tarafımdan ve de bu olmamalı desem de yorumu hiç bitiresim gelmiyor ama,
derim ki,
kalem söylemek isteyip de susturduğum tüm harfleri duysun lütfen. Gayrı söz tükene ama,
" bu yüreğin sahip olduğu kalemin ne azmi ne de umudu hiç tükenmesin"..
Samimiyetimle söylemeliyim ki,
şiirin ta doğduğu evdeydim...
Su dökün arkamdan ki dökmeseniz de hep geleceğim...
oturup bir iki kelam daha katayım diyorum amma velâkin korkuyorum... sağ sol ayırt etmeyen o rüzgârlar savurdukça savurmuş ya sözlerimi sırtın bu donmuşluğuna şimdi hangi hırkayı geçirsem iş işten geçmiş... buz dağının eteğinde beden üzerine saçak saçak asılı olanlar ya düşerse...
Sevgili Havin, tüm samimiyetimle diyorum ki tufan mağduru bu evde olman mutlu etti beni... ve hep gel üşeyelim kardeş kardeş:)
oturup bir iki kelam daha katayım diyorum amma velâkin korkuyorum... sağ sol ayırt etmeyen o rüzgârlar savurdukça savurmuş ya sözlerimi sırtın bu donmuşluğuna şimdi hangi hırkayı geçirsem iş işten geçmiş... buz dağının eteğinde beden üzerine saçak saçak asılı olanlar ya düşerse...
Sevgili Havin, tüm samimiyetimle diyorum ki tufan mağduru bu evde olman mutlu etti beni... ve hep gel üşeyelim kardeş kardeş:)
kimi zaman kendi kulaklarımızın bile duymaya sağır kaldığı söylediğimiz dikenli sözler; biz farkına varmadan yeri geldiğinde her oturuşumuzda kendi canımızı yakacaktır...ama nafile çıkmıştır bir kere ağızdan ve kusmuştur nefretini olanca şiddetiyle...dönüşü yoktur artık geçmiş zamanın ve gecikmiş olunur hep saatler pişmanlığı dizlere vurmadan önceyi gösterirken...
tufanı kopmuştu şiirin ve kelimelerin feryadı duyuluyordu olanca sesiyle...anlamlarıyla ve verdiği mesajlarıyla oldukça güzel bir şiirdi...
yazan yüreği ve emeği kutluyorum...sevgiyle...
Yaralım tarafından 11/2/2009 1:15:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.