aynalı bir karakol.
Yılmazın kafası derdinden büyük
Artık taşımaya yorulduğu kocaman kellesi İle ayakkabılara sığmayıp, terlikle idare eden Falaka yemiş dinozor ayakları var. İlle de yazmak istemediğim halde, zürafa Boylu diyemeyiz ama en fazla midilli boyu var! Güldüğü zaman insanı düşündürür, karakollarda Sayısız yumruk yemiş kırık, çürük dişleri. Cop eseri yürüyüşünde bir acayiplik vardır. Kahvehanelerde ayrıntıları anlatmaz asla. Başrolde olan, izi gitmez belindeki kızarıklardır. Bir erkekliği varmış ki, diye anlatır kadınlar. Karakolların ikram ettiği 220 voltluk elektriği Hala taşır ve çarpınca her rahmin anasını ağlatır! Üç saniyede halleder, tuvalette rahatmış. Şimdi eski neşesini unutsa da, yitip giden Gençliğinin son deminde, yaşamaya değer kıldığı, Acımasız hayatın, buruk tadına varmaya çalışır. Her sabah bilemediği bir umutla perdesini aralarken, Boşuna yediği dayaklar aklına gelir bir çocuk gibi Ağlar. İbretlik geçmişini unutmaya çalışıp, buz gibi Birasını yudumlarken karanfilli balkonunda Bir ciyak daha yükselir şehirde Aynalı bir karakolda… (rawiz1621) raviz demirel... |