gece günahları 2 ...öldüğüm gündü tek hatırladığım fevri bir ömür biçmesi kadar anlamsız dili kuru bir denizde bıraktım ayak izimi alırken yanıma felçli bir umut haberim yok / zaman nasıl da geçmiş iğfal ederken güneş geceyi her yer kan revan sokak kenarında kalmış bir küçük kız kaldırımda ayak üstü kol geziyor iğdiş edilmiş adamlar gecenin aymazında her yer talan dur! geçme zaman utanacak sonra gece üryanlığından tanıksızlık sanma her şeyi gördüm akıyorum irinle karışık damarlarından köstebek körlüğünde bir telaş taşırken seni bana geldin yar! Geldin gece günahlarıma… yanımdaki yokluğuna dirençsizliktendi seni unutmaya çalışmam di’li geçmiş bir zamanı hüküm sürüyorsun şimdi bende beslerken saçlarını rüzgar ben hep seni giyiniyorum üstüme gri tonlarda sadece gözlerinde kalıyor mavi aldanmalar sokaklara düşerken gece sırtlanları sen düşüyorsun aklıma kirli yakalı gömlekleri gömlekleriyle barışık olmayan kravatları var boynunda sıska bir insanlık akıyorken geceye/ sen akıyorsun bana içimde bir sıcaklık sen oluyor gece küfürler düşüyor salyasını toparlayamayan bir solucan ağzından saçak altı beklerken inadına beyaz giyiyor fahişeler rugan pabuçlar vuruyor geceye ayaklarından hayran hayran bakarken bir travestinin tercihine onun kadar cesur değil hiç kimse gecenin gel- geçinde becerildiğini düşünmüyor gibi heybetli duruşuyla loş ışığın altında kimliksizlik sızıyor tanrılar çıldırıyor ben seni düşlüyorum kulaklarım sağır/ gözlerim kör içimdesin can ağızım/ içimde etime işlemişken kokun / sen varken iliğimde örtüyorum tüm masumluğunla şuursuz bir gecenin üzerini şimdi her şey sen oluyor işte şiirler biriktirdim sana en güzelinden hiç okumuyorum kirlenmesinler diye ellerim kirli gözlerim kirli kirlendim yar! o kirin içinde seviyorum seni… dünya durmuyor / dönüyor can ağızlım savaşlar oluyor en çok da çocuklara ağlıyorum/ biliyor musun umutları asılı kalıyor kan sıçrayan bulutlarda adı yok bu huzursuzluğun sefalete duruyor insanlık karınları aç insanlar var en namuslusundan namus dedimse kime göre bilemedim ey yar! özel F tiplerinde otururken namuslar gecenin ortasında yırtınıyor bir çocuk tiz sesiyle “umutlarım anne.umutlarım ölüyor” uzatamıyorum elimi/ korkuyorum sevgili kulaklarımı kapatıyorum ellerimle daha önce sana kirlendiğimi söylemedim mi… kirlerimle seviyorum seni arınmak için nerdesin yar! tırnak içi töre inmiş kentin kalabalık sokaklarına töre ki sevgili! Biz kültür bellemedik mi nasıl kültürlüyüz bir bilsen artık tüm aşiret inmişken içimize boşalmış içimizde ağzı ayran bulaşığı kekik kokularını kadınlarımızın entarilerinden topladığımız köyler köyler neden boş sevgili! türkülerimi zılgıtlarımı geri verin yitirdim ben yarimi / ağıtlar yakacağım izin vermiyorlar ey yar! bilmiyorlar üzerime geliyorlar sen yoksun ben zaten öldüm kir benim neyime şimdi… sevgi kaya................2009 |
geçmişin ellerine şamarını indirir hayat
ve sonra
anne şefkati iner gecenin ortasına,
çocuk masum, köprü yolsuz
kumanyamız şair
derken hayat kör bir dilencinin avuçlarında şiire açılır...
içten tebrik ve teşekkürlerimle,