siyah elbise...ve adam dedi ki.. gece kayarken avuçlarımın içinden fütursuzca hala aykırıyım kendime ve hala saçlarım kızıl hala o siyah elbise var üstümde sönmüşken gözlerimde deniz fenerleri karanlıkta kaldım sıcağına sar beni sök al bu bedeni ölüm döşeklerinden sana doymadım ki ben istemezsen ben gelmem sen sakın gitme düşlerimden sana düş/tüm sana yandım sana ö l d ü m ben şimdi sen gideceksin değil mi hiç bilmediğim tenler durak olacak bana saçlarımı boyayacağım sarıya görünce bir yerlerde üzüleceksin ve bana lanet edeceksin bilmeyeceksin seni unutmanın adı yok şekli yok her dokunduğum tene düşeceksin saçlarımın sarısına aldırmayarak kokumdan tanıyacaksın beni izimi sürecek hasret kalan tarafın ben temiz kalacağım kirleneceksin… seni anlatacağım kim bilir kaç gün kaç gece anlattıkça eksileceksin içimde bazı geceler şeref(sizl)ine içeceğim akacak gecelerim sana doğru sarhoşluğumda uçurumlar birikecek zulamda ahhh yar! her gece o uçurumlardan düşeceğim ağlayarak yüzümde bir mavi gülüş avuçlarımda senli bir düş üzerimde aynı siyah elbise rengi biraz solmuş
Sevgi Kaya “öğrendim hayatın kanununu…iki yalan bir doğruya durur mu…? devran dönerken ben durursam olur mu…?” |