Yollardayım Şaduman/ Gürültüsüz ArınmaAh! Şaduman Issız zamanların Dilsiz ayakların Komşusuz sokakların Mücadelesiz mağlubiyetlerin ezberinde adın Saksıda büyümeyen otların Plastik kokularında tütsülenen aşkı bu Ahir ömrün zahir gerçeği Zincirli zamanların özgür gerdeği İkircikli bir bakış açısı yani Yani Gidecek yeri varken gitmek istemeyenin Gitmek istediğinde gidecek yer bulamayışı ne kötü Ne kötü işkenceden önce düşürmek acıyı içeri İşkence ki çocuk yüreğinde kurşun İşkence ki açlık sınırında ölüm İşkence ki tanrının gözlerinde yağmur bulutu Yüküne yüksüz İpine ipsiz Sesine sessiz düşen bir öykü Kırma gururumu Kanayan yaranın gölgesinde bu umut İçimin kavşağından geçilen son yolculuk Yollardayım Şaduman Kırık dikiz aynasının aydınlığında Çıkılan meydanların sabah karanlığında Göğsümün iki yanı da yarık Bilsen içerisi nasıl kalabalık Nefes almak için dışarı çıkıyor insan Dışarısı toz duman Seni görüyorum az ötede Göğüs çatalımın bittiği yerde Neden orda duruyorsun Şaduman Girsene içeriye Karlı bir akşam Karlı ve soğuk Toprağa düşmüş son öpücük Üşüyorlar diyorsun Üşüyorlar çoluk çocuk Duymuyorum seni Alnıma çakılan kibri Sahibini bilmediğim bir emri kovalayıp duruyorum Gece gündüz Bana “çoğal” diyorlar Çoğalmak üremektir Çoğalmak artmaktır Ben nasıl çoğalayım söyle bana Şaduman Narsist bir çöplükten toplarken libidomu Sana haksızlık olmaz mı Bilmezler mi bu gafiller Ben çocukluğumu onlara Bütün çocuklarımı sana armağan ettim Onlara benzeyen çocukluğumdan Sana benzeyen çocuklar düşer mi rahmine Saçlarını huzurla taradığın gecelere inat Onlara çocuklar doğurmanı istiyorlar Benden çocuklar Bana ait anılarını kirletmek için Beni unutman için Bilmiyorlar libidomun tek yumurta ikizini Kendime dönüp dönüp nasıl bağırdığımı Nasıl sapladığımı içeriye içeriye Ve nasıl kanadığımı Kan bankası gibi Ne çok kan verdim ben bu yolda Şaduman Tanrısızlıktan çok tanrılı dinlere göçtü başım Seni tanımadan önce Ne çok maddeye bağlandım Ne çok şarap tükettim sokak köşelerinde Bütün çiçekleri bırakıp anamın entarisinde Ne beyinler yıkadım devlet okullarında Onlar tanrıyla arama ..../ Sen ki tanrı bana Gözlerinden sıcaklığını düşürmeyen Ellerinde tenin terini yakaladığım Alnının çatısında annemin güllerini Duymadığım sesinde dağıldı bulutlarım Hiç konuşmadan susmayışına hala hayretim Oysa bir konuşsan Ülke kadardı sesin Nasıl bulaştırdın beni tanrıya Şimdi bütün sebebim o Ağaran saçımın Zonklayan dişimin Çürüyen gülüşümün Sebebi o Sanıyorlar ki sana dokunurum Sana dokunursam ölürüm Dayanmaz yüreğim senli bir çıkmaza Oportünist bu yarayla Seni saklımdan çıkaramam Aklımdan da çıkaramam Bu yol onlara çıkmaz Şaduman Onlara çıksa çıksa kutu kutu oyuncaklar Yazısı uçmuş kutsal kitaplar Bir parti çekilişinde bedava traşlar çıkar Onlar traş oladursun Olmayan bir ülkeye çocuklar doğuralım biz Olmayan bir ülkenin ölmeyen çocuklarını büyütmeye Var mısın Şaduman Sevgi Dündar/şubat2014 |
çok uzun zaman oldu görüşmeyeli
bir merhabaya uğradım
Sevgiler ve selamlar bıraktım çokça.
Şiir ola