dudak payında kal/anlar...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bilirim okusan üşürdün Ali’m..üşürdün ve ağlardın…kanardın …sırtına yük olurdu kocaman düşüm…incitirdi seni düşüşüm…o nedenle çok yaksa da gidişin…ağlamayı bıraktım Alişim...
Sana bir zamanlar yazdığım gibi… Goncan büyüdü gül oldu baba Koklanmıyor mayıs gülü kasımda Sen sevmesen de yeşili Ben yeşile mayaladım özlemlerimi Susmaktan içim Susturmaktan dilim yanmakta Yumruğumun içinde koca bir dünya Durmak istemedim hiç kıyısında Aldı beni içine İçine çeke çeke Dediğin gibi dünya kıyamet Düşsem yine anlattığın masala… __________________________2001 seni özledim...
evin kör odasında çirkin bir kalabalık
ve bir kadın! baldırı çıplak bir düş konuyor omzuna süt durmuş memeleri zonklamakta dilinde ninniler pusu kurmuş beklerken kınalı parmakları ağrımakta çığlığında boğuluyor koca kent kadın ağlak ölümünü soluyor sesinde kurşun hızı körpe yüreğine ölümü gömüyor Ali’nin kızı doğmayan çocuklara düşerken ağıt kağıttan gemiler kadının ellerinde bir kibrit çakımında tutuşuyor maviler eski bir vazoda kurumuş güller elinde bir çocukluk düş yaka paça kendini toplarken gülüş kadın yalnız… gece yırtıklarına sevda teyellemekte kendini çocuk gibi eylemekte Ali’nın kızı kızılcık şerbetinde serinleyen öfkeler sökülürken akşama toplanarak tüm renkler uzun siyah saçlarına geceler çöreklenmiş her telin kıvrımında bir yılan soğukluğu kadın üşüyor toplamaya çalışırken saçlarından yıl artığı yakamozu tanrı bile memnun bu halinden dualar tünüyor diline aniden makamlı makamsız ilahiler kulakta geç kalınmış çocukluğu oynuyor sokakta Ali’nin kızı sevimsiz bir durakta yaşlanıyorken zaman kadının dilinde bir ahhh derin bir uyku gözlerinde sızlayan açmadı hala uykularına düşen gölge çiçeği koca bir tarih vuruyor aklına ve tarihten çıkıyor Neron yakıyor kıyılarını kadın yanıyor düşerken sevdanın kuşpalazına bu sevdanın astımında boğuyor yüreğini Ali’nin kızı konar göçer sesler tırmalarken geceyi trenler geçiyor içindeki raylardan homurdanarak her garda bir vuslat bırakarak dudaklarına değdikçe bir gül yeli firar eder utancı giyerken maviler gece elbiselerini koyu bir laciverte dururken zaman kadın yolcu bir bardak çayın dudak payında bırakır tüm geçmişi göz kırpar çapkın yıldızlar tenine düşer ay dişini geçirdiği ruhunun eti kanar kadın en derin yerinden içinde sızı kanar da ağlamaya duramaz Ali’nin kızı sevgi kaya.............05.06.2009 Çalışmamı güne layık gören seçici kurula ve sayfama gelerek yürek sesime ortak olan tüm gönül dostlarına çokca teşekkürlerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum … Şiiri yoruma kapatma sebebime gelince arkadaşlar insanın çıkardığı yürek sesini dostlarıyla paylaşma fakat hiç kimse bir şey demesin gibi garip istemleri olur bazen…o kadar içimdeki sesti ki ve o kadar özeldiki…Sadece bu sesi paylaşmak istedim siz değerli dostlarla...Şiiri yoruma kapalı tutmamın başka bir amacı yoktur…Baştan kapalı asacaktım sayfaya lakin ben bunu yapan arkadaşlara genelde sitem ettiğimden aynı tavrı takınmak istemedim açıkcası. Lakin ilk fikrim isabetli imiş…”neden yoruma kapalı” diyen herkesten özür diliyorum . Gönül sesime ortak olan tüm gönül dostlarına tekrar teşekkürler…Bu dipnotu gelen mesajlar doğrultusunda yazma ihtiyacı hissettim…Teşekkürlerimle… Sevgiler… |