ah mine’l-aşk ve hâlâtihî ahraka kalbî bi harârâtihî
ŞEYH GALİB
şair, sen hiç şarâbi bir akşamda âşık oldun mu
ateşli bir İspanyol gecesi kaç yıldız sevişti gözbebeklerinde kırmızı etekleriyle dönerken frapan çingeneler, yürek çeperinde sen hiç straplez yalnızlıklar giyindin mi söyle bana kaç yosun ertesi berraklığa soyundu düşlerin… ve senin de alnında çakılı kaldı mi dipsiz bir bıçak darbesi… anlat hangi kutsal kitapta zuhur eder ala bulanmış kara sevdâların uğruna ölünesi
şair sen hiç şarâbi bir akşamda seviştin mi
koynunda Dersaadet sanrısı bir kurgan boynunda aşk-ı ibâdet sonrası bir urgan söyle bana kaç arâf ertesi terli çarşaflara dolandı mahşer mağduru arsız düşlerin ve kaç fahişe rahminde hapsoldu yasak gülüşlerin anlat hangi dinin öğretisidir fâil-i bariz cinayetlerde umarsız ölüşlerin
şair sen hiç şarâbi bir akşamda vuruldun mu ?
bedenin illegal acıların uçurumuna düşerken uçurtmalar uçuruldu mu düşlerinin üzerinden söyle bana yüreğinin iç cebinde kaç yazılmamış mektup gizledin hüviyeti hükümsüz sevgiliye ve kaç âmin öncesi dua derledin varlığını sorgulamadan bir lâhza önce Hakk’a hediye anlat nedendir bunca dem buhuru ellerinde ve alnındaki bunca kan ne diye
şair sen hiç şarâbi bir akşamda öldün mü?
kulaklarında Cudi’yi ağlatan bir mavzer sesi şah damarında kansız Azrail’in soğuk nefesi söyle bana kaç kurşun dökümü dindirebilir döşündeki pimi çekilmiş yeisi ve kaç damla suyla iman getirir içindeki militanın senden ötesi anlat hangi zemzemin zaferidir şeytanı nâr-ı aşkta eritesi
ahh şair yüreğim muamma yüreğim bu şarâbi mevsimde bir tek "ahh mine’l aşk" diyesi
(A-Y)
resim için sevgili UMAY UMAY’a bin teşekkür sunuyorum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
hüviyeti hükümsüz sevgili şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
hüviyeti hükümsüz sevgili şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
çok istedim bu kadar güzel yazmayı.ama başaramadım.ne diyim bu kadar güzel yazan sayın hocama içten teşekkürlerimi sunarım.kabul buyrun lütfen.varolun,sağolun.çok değerli bir hediye olarak arşivimde kalacak.
hani bazen sözün bittiği an olur ya işte şimdi tam yeri şiirinizi iki kez okudum bunu benim kalın kafalı olduğuma verin ama öyle bir dağıldım ki kelimeler kifayetsiz anlatmaya . şairin yüreğine sağlık bu akşamlık başka şiir okumuyacağım dağıldım bu duygu seli bana şiir okutmaz ama belki şiir yazdırır . tekrar yüreğiniz var olsun
- Ne yönde şiir yazdığınız bu şiirde gâyet açık ve alanlarımız çok ama çok farklı bütün samimiyetimle söylüyorum kendi tarzınızda başarılı buluyorum sizi emek işidir şiir yazıp geçmekle olmuyor belli bir emeğiniz olduğu kanaatindeyim selamlarımla ayşegül hanım
Bir şiirinizi değil bir kaç şiirinizi okudum aklımda kalan ise bu tarz yazdıklarınız neyse biliyorsun zaman gerekiyordu tanımak için geç olsun güç olsun derler ya fazla takıntı kalmasın kafanızda Sükûtî de hizmetçidir alanında elinden geldiği kadarı ile her daim dualarıma girdiniz selamlarımı gönderiyorum
yusuf ben snein en az 30 şiirini okuyarak tarzını öğrendim sen beni bir tek şiirle değerlendirdin ya inan kırıldım ben şimdi:( benim bir tarzım yok ki sen nasıl çözdün :( bi öncekine bakmış olsaydın hece şiirini görürsün, bi kaç şiir öncesine baksan aruzu görürdün neyse haklısın aslında benim tarzım yoksa alanlarımız da ister istemez farklı olacaktır zaten şiir gerçekten emek işidir keşke herkes gösterebilse sevgiler
"işte budur" diyeceğim bir çalışma kendi adıma... içine girebildiğim her şiiri çok seviyorum ama bazılarını biraz daha fazla..
her şiirde yeniden aşık olmasa şair nasıl yazar onca şiiri...her şiirde yeniden aşık olur, farklı bakış açısı getirir sevdasına.bir başka düşer sevdası her seferinde... her şiirde yeni keşfettiği yanları olur sevdalının...ve kendi bile düşer çoğu zaman hayrete... "sahi nasıl farketmemişim..ne de güzeldi gözlerindeki mavi" gibi...oysa insan sevdiğinin gözlerindeki maviyi görmez mi..:))görür elbette şiirde tonlarına düşer o mavinin...her farklı duruşunda.... her şiirde farklı sevişir, her şiirde yabancısındır o bildiğin tene...ilk defa düşersin o tenin terine, ilk defa kokusu yakar genzini her şiirde...oysa hep odur aslında yada tek odur bildiğin...kokladığın...dokunduğun... ve vurulmak, ve ölmek...nasıl zordur her defasında şiirlerde...ve nasıl keyif verir ölüm kokusunun yaydığı heyecan damarlara indikçe şiirde...yani o ki demem..her şiir ilktir işte...ilk...bir sonu yazsan bile...
biliyorum çok basit bir örneklemeydi lakinşiir en basiti en zor kıldığımız bir alan değil midir ki zaten...
ben çokca keyif aldım ablam...................................sevgimi bıraktım sayfaya......
Şiirinizi okuyunca benim de böyle başımı alıp uzaklaşasım geldi İstanbul'dan... Herşeye biraz gönül koyup, bir sitem edip uzaklaşmak... Biraz da şehir hayatından, dertlerden (sanki onlar benimle gelmeyeceklermiş gibi) uzaklaşmak... Şiirinizin bende bıraktığı izler bunlar. Öyle ki, geride kalan hiçbir şeyi toparlamadan, kaçmak... Belki başka bir şehirde, başka bir isimle, başka insanlarla yeni birisi olarak hayata başlamak... Biz bunu bu yaşa kadar kaç defa denedik şairem? Hangisi zaferle sonuçlandı ki, bu sefer de zafer kazanalım? Camdan duvarlarımız var, kendimizi özgür sandığımız anlar da bir şey olur, kafamız en sonunda gidip birisine çarpıyor... Sınırlarımızı keşfediyoruz, "hiç" olduğumuzu fark ediyoruz... Bazen küsüyor, kızıyoruz da; yine de vazgeçemiyoruz... Bu şiir çenemi düşürdü. :) En iyisi akşam elimde çekirdek biraz yürüyeyim de, ruhumdaki dalgalar biraz dinginleşsin...
sanma okumuyor diye.. sessiz sedasız geliyor ve iz bırakmadan şiire doyup gidiyorum kimse farketmeden kimse görmeden.. büyü bozulmasın da şiir içimde büyüsün diyedir... şairi öyle büyümüş ki görmeyeli.... sevigler selamlar özgür kız...
kulaklarında Cudi’yi ağlatan bir mavzer sesi şah damarında kansız Azrail’in soğuk nefesi söyle bana kaç kurşun dökümü dindirebilir döşündeki pimi çekilmiş yeisi ve kaç damla suyla iman getirir içindeki militanın senden ötesi anlat hangi zemzemin zaferidir şeytanı nâr-ı aşkta eritesi
ahh şair yüreğim muamma yüreğim bu şarâbi mevsimde bir tek "ahh mine’l aşk" diyesi
Hani iste siir bu dedigimiz anlar vardir ya okudukca insanin okuyasi gelir misralarda kendini bulur insan ve yorumsuz kalir cunku mukemmele ne yazilacagini bilemeyiz bende sadece yurekten alkisliyorum usta kalemi yureginize saglik kutlarim saygimla..
adeta insanı içine çekip hapsediyor. şairenin deyimi ile tıpkı "şarâbi bir akşam" ertesi tesirinde, baş döndürüyor:)) çok sevdim dizelerini şaire... takibime düştün. saygı ve selam ile...
Şiirin ilk bölümlerindeki imgeleme fazlalığı konuyu ve okuyucuyu zora sokarken final bölümlerinde daha sade bir anlatım dikkati çekiyor. Belki daha basit anlatım seçilebilirdi. Benden tebrikler.
Rica ederim Sn. ayşegülgüncan Umarım ve dilerim hep bu başarınızı devam ettirirsiniz... Olur ya; ileride sırf gündemde kalmak adına şiir eklemeyi sıklaştırırsınız... ki, "bence" bu bir hatadır...( yüz yüzü görmekten usanır derler ) işte öyle bir dönemde doğal olarak eser kalitesi de düşeceği için, eleştireceğimiz günlerde gelir ve o günlerde de teşekkürünüzü eklersiniz... eklerseniz, bekleriz :)
Sırf teşekkür edip beğenenlere değil, eleştirenlere de teşekkür edebilecek yüreği soruyorum... sizde var mı... söz söyledim Hasan'a... hasana... ha sana :))
Yazan ve ses olan gönüllere sağlık var olun.