Su içen kuşlar gibi.,
Bir yıldızın şavkı düşer
Düşer gözlerime yassı viranelerden Ensiz bir düzde, upuzun uzanmış hüzün Üzerime yıkılanlar, eskimiş gök efsaneleri Benimde, benden öncekileri gibi Taşlarım düşer duvarlarımdan Düşer, üçer beşer Ayası, güneş kırmızısına boyanmış bir tan Bir müjdeyi karşılamaya, dudaklara hücum etmiş Vücuttaki bütün kan. Sana bir, bana kocaman bir hiç Adil bir paylaşımdan sonra, yine sana düşer Dört başı mamur iki cihan Bir yılkı sürüsü geçer göz perdelerimden Toz duman içinde zevalim, elde olmayan neden Bin yıllık çınar gibi zevahir, içinde çürükler gizler beden Dallarında yaprak kımıldamaz, kök gövdeye gövermeden Bir garip yolcudur nidan, gelip gelip gidesi Ararda ömrüm, aradığını görmeden Kanar iki damla suya, son nefeste Ölmeden, perçemine dökülen Sus ki, ne önüme düş, nede yönlendir Küs geldik biz bu aleme, suskun gideriz Her haykırış bin heyecan, belki son demdir Aşkı zayi eder, versen şu derbedere Ne uykudur, ne uyanıklık halim Kaçırılmış fırsat, odur alim Ne tarafa sürersen sür İstikamet hedere Sorar mısın hiç yoktanım Yürek hapishanesinde, sur içindeyim Su içen kuşlar gibi, Allah’a bakar durur Soy kütüğüne şerh konmuş, müebbet biçimdeyim Herkeste bir koşturmaca, yarın mahşer kurulacak! Neyim var ki, telaş olsun? Gel gör, kan ter içindeyim Mehmet Sani Özel 08.06.2009 |
Su içen kuşlar gibi, Allah’a bakar durur
Soy kütüğüne şerh konmuş, müebbet biçimdeyim
tesdüfen geldiğim sayfanızda şiir adına beklediğimden çok fazlasını buldum..Sizi elimden geldiğince takip edeceğim
selam saygı ve muhabbetlerimle