Meyla
Yoksun ya., Göz bebeklerimde.,
Müdrik ifadelerini zihnime kazırım Tur-u Sina diplerinde, Musa’yı bekler gibiyim Ateş alacağım dilinden, yunmak, yanmak için Sürgitlerin divanesi gördüğün ben Aşk midrara dokunduğunda kördüğümüm ben Köşe bucak kaçtığın, her gördüğüne ters döndüğün ben Kim bilir?! Belki de görüp göreceğin son düğünüm ben Rahlesinde Vakıa okur halde, sesine set ördüğün ben Hırsına kurban ettiğin, maziye gömdüğünüm ben Camii siluetli bir meyla, gözlerime perdelenir Mefkûreme yâdını koyan, sonrasında hasret verendir Bilir misin? Mahbuba vuslat, gaipten vicahiye kutlu keremdir Ve dünyayı süslemişler, velev ki ayrılığa sebep araya girendir Hürsün mu’cizim., Zaman mekan gönlünde katlanıp gider Yürüsün yüreğin, ömür bir şayia, hayallerse tuz biber.. “Tufan içre düşlerim, ıstırap çemberine düşende Sen vaha ile sohbet et, vefa gibi bir hasleti düşünme Görürsen ki beher taraf tarumar, kıyamettir düşünde Paçayı kurtarmaya bak, eşi dostu ve eşkâli düşünme!” Yoksun ya, gelişi güzellerin hicabında arını ararım Kendiliğinden gidişinden, yoktur bir yararım, karım Bizarım.., Yolu yürek haneme düşecek olan harı ararım Şu vakte, şu akıp giden zamana bakıp ta söylemeli Sözde bir, sükûtta süluk ta istikametimiz ayrı gayrı Belki de, yüzümüzü göğe dikip tefekkür eylemeli Özde bir sözde bir olup da, kim vaadinden ayrı?! Hürsün.., Özene bezene yaratılan Aşk! Özgürsün, ey şavkı gözlerimi alan güzellik Bin bir defa virane olsa da, kalbimdeki köşk Mevla kan verdi kalktık ta, doğrulduk düzeldik Sen şimdi yeni uzuvlar kazandıradur kör umuda Evsal Nasuh ta saf tutmuş, ilenir Rabbe Kunut’da Hiçbir şey vermeden, çok şey isteyenlere veyl elveda İsteyene verecek olan (Allah c.c.) bilir, fakruzaruret kulunda.. Mehmet Sani Özel 03.11.2012 |