Renkleri dilli dilsiz heyhattın
Kısır çekişmelerin gölgesinde
Diri olmaya çalışan hayatın
Güzellikler mahsur kalmış
Maşuk aşığına ilgisiz
Alaka alil, tılsımlı...

İktisat okumuş düşünceler
Kapsama alanına almak ister
Körpe tevazuların elinden tutup
Kesreti büyülü merhalelerde uçarken
Dedikodulu hikayelerden kırpa kırpa
Kafdağı’nı ve Zümrüdü ankayı över
Adını aşk koyar hayallerinin yada..,
Acı hayat, tatlı bir serüven gibi
Yaşanmak istenir, dolu dolu
Yaşamak ister insan.,
Yaşamak..!

Zilleti okuyorum şimdi..,
Duvar yazılarından köhne kahpelikler
Alışılmış tuzaklar ve aldatılmış ilişkiler
Çalınmış minareler ve envai çeşit kılıflar
Zifiri tutuyorum, rüsvalığın sahte şuuruna
Sahibini arayan soytarılıklar, uluorta yerde
Gırla gidiyor fiyaka, tabansız ve yüreksiz
Yüzü olmayanların maskeleri arasında
Bir denizden bahsedilir, suları sakin
Göz göze herkes, aşk iklimi hakim
Kayıklar kendi gider, küreksiz
Sureta.. İnsan dolu sahiller
Vicdansız ve yüreksiz

Sen nerdesin sevgili..?
Hak diyenlerin mi yoksa.,
Hak yiyenlerin mi arasında..,
Şehvetin mülküne gömlek biçersin
Sil beni kalbinden. Öldür, üf demem!
Aslanları sal üstüme, parçalat böldür
Vefa sakiniyim kin tutmam, küsmem!
Eyüp zakir, kurtlar dolaşırken yarasında
İbrahim Halil, gelen geçen sofrasında
Yakup mahzun, Yusuf narasında
Ve ben bir Muhammedi’yim
Öfkem, iki nefes arasında
Kırık gönlüm turadır
İhtirasın parasında

Şimdi lal ozanım, aramızda kale duvarları
Kibrine kibrim kurban. Başın dik, başım dik!
Selam almayana.., Selam vermiyorum, özür..
İnsanlık böyle; bu ne bir son, nede bir ilk..

Mehmet Sani Özel
28.04.2011