Günah !yağmuru ağlat gidiyorum. arınmış bir yol bekliyor beni kamburumda ağır aksak yalnızlık ve kuzguni bir sefillik alıyorum sırtıma şimdi an zehir zemberek ve akrep sancıyla kıvranıyor ki ben gidiyorum / birileri uğruna bu sevda ateşten işlemelerle gergef sokak ortasında sokaklar çıkmaz elimde avucumda ipsiz sapsız ve kavrulmuş bir aşk gibi yanımda. bulutlar birazdan parçalanacak kaç. giyindiğin kaç benlik kaldı ki sokağın tavanında asılı haydarpaşa’dan kaç vapur gider / içimden neler ve sorgular işte beynimi inceden sorgular bulutlar ebabille yağıyor tenime her defasında. yanıyorum gergeften bir dokuma örtülüyor aklıma / ateşten birileri uğruna sırtıma kambur istanbul yalnız kalmıştı ve sabahları mahmur haydarpaşa neden dedim bilmem hiç gitmedim sokaklarında dar gezen bir darağacı çok sevdalı yağmura ah! yağmurla yağmuru öldür yoksa cinayet sonra kaç sen olmadan bu yük taşınamayacak bulutlar birazdan parçalanır bu ölüm beyaz değildi sen sakla / aklanır ve yağmur ölür nerde o ve hangi göğün ardına saklanır |
Bir kadın gidiyordu
Sokaklar yürüyordu peşinde
Duraklar
Tramvaylar
İnsanlar
Herşey
Peşpeşe...
Kadın önde
Bulutlar yerlerde
Duvarlar göklerde
Sicim
Gibi
Bir
Kar
Yağıyordu
Güneşten...
Elleri
Giderken
Ellerimden
Durup
Gözlerime
Bakmıştı...
Gözlerimden
İçime
Ölmek
Yağmıştı...
Tebrikler...