2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2310
Okunma
Tek başına bir savaşçının
Yüzlerce okçunun ok yağmurunda
Kalkansız ve yalın kılıç kalmışlığıyım...
Sürüsünden ayrı düşmüş bir arslanın
Heybetli yalnızlığında
Bir sürü çakal tarafından sarılmışlığıyım...
Karla karışık yağmur gibi
Ekine, böceğe düşememişim ama
Kirlenip de lağıma akmışlığıyım...
Bildiği cevabı yazmayan talebe gibiyim
Matematikte "sıfır"ım
Geometride "açı"m yok
Bir tek kağıda haykırmayı bilirim
İşte duyuyorsun feryadımı "acı"m çok...
Yaya bir gidişin ardından
Koşup yetişmek varken
Sırtını sevdaya dönüpte küsmek ne kadar doğrudur?
Madem ben de birikmiş eziyetler
Madem efkarın en yakın arkadaşı benim
Aklımı yitirip de sevdana sataşabilirim
Gittiğin yerde kal
Konuşma, doğru dur!...
Yokluğunda fena hasar aldım
Sevda biriktirdiğim baraj yıkılınca
Tonlarca sevda yükünün altında kaldım
Beni sürükleye sürükleye
Senden iki dağ bir tepe öteye attı da
Ben yine aklımda tebessümün hayaline daldım
Acım çok demiştim değil mi?
Bir nefesle içime çekip
Bir nefesle rüzgara saldım...
Çoban M.Y.B
07 Mart 2009
5.0
100% (3)