Ya nasip!
Elleri murabba, sude
Gözleri naçiz enginliğinde, serap Gönül bir kuyu misali, dipsiz derinlik İçine kaç dünyayı koysak sığardı da Biz bir kuyruğu kesik ümitle, karambole Daldık berhavaya, ya nasip diyerek Mahpushaneleri tattık, darlandık Kovulduk dudak kıvrımlarından Nefes almakta güçlük çektik Irgatlığı isteyince horlandık Riyasız olsun dedik ta baştan Kapı tokmağına, elimiz her gittiğinde Niyetimizi yüzümüze astık, okunsun diye Hayra alamet yoruyorduk, yürek içi ihraçları Hiçbir sillenin sonrasında sormadık, kadere “Biz bunu hak ettik mi, bu tokat niye?” Yada sırtımızdan suçu atarak Veşkan, alil bir derbedere Kaçmadık limanlardan Binip de kalkan, ilk gemiye Düş kurduk, empati iklimlerine Kalpten kalbe giden yola aşkı özendik Suyu perçinledik, kirpiklerimize sıkıca Ne acılar gördük, zulme maruz kaldıkta Ağlamadık yinede, dosta düşmana karşı Yüreğimize ne çizilmişse, o dedik direttik Sözümüzü koyduğumuzdan başka bakmadık Tepemizden başımızı yaran soru yağdığında Vefayı tuttuk, aman zarar görmesin diye! İman torbasında (giz’lendik) gizledik Ârımıza saklandık Şimdi ağır aksak miladım Sıratı, sigayı sorguya özüyorum Gözlerim, yücelmiş bir dağın zirvesinde Sesten önceki görüntüyü, dumanı gözlüyorum Başım önüme eğik, Kudreti İlahinin sazındayım Kaçıyorsun ya ey ayn-i safa, şeytana gem vurarak Bir bayram arifesinde münteha, göl kurak çöl kurak Bakma dönüp de geriye, olsa da bu durak son durak! Sana cenneti müjdeleyecek refref, göğün göksüne vurarak Elleri murabba sude, gözleri naçiz enginliğinde serap Gazan mübarek ola... Mehmet Sani Özel 20.06.2009 |
Emeğinize sağlık.Saygılar.