Rüzgar Çığlığında Kıyametbaba deyince aklıma avucunda ekmek buğusu kucak dolusu umutlarla kapımızı çalan akşamlar gelir. sobada çıtırtılı kestane kokusu cızırtılı radyoda orhan boranlı saatler kahkahalarla soluksuz beklenen bayram sabahları gelir kumbarada harçlıkların tıngırtısı ilk armağan kitap hışırtısı baharı soluyan zaman kıpır kıpır duygusuyla koşarak gelir. düşlerin el ele tutuştuğu bahçede şakayıklar şen şakrak ortancalar kapancalar başında heyecanla merakla beklediğimiz an gelir. kucağında şafakla uçuşan kuşlarla tepeden tırnağa mutluluk kuşanan hayat umudu koluna takarak, caka satarak gelir. şimdi mevsim sağanaklar kuşanmış bir yanım buz bir yanım Temmuz... kaç çim soluğu eskitti koca çınar toprağın bağrında? kaç mevsim geçti yangınlarla yokluğunda? derin bir ah sesi yalnızlığın sancılı dokunuşunda sırtımda gün be gün çoğalan hasret kırbacı koskoca bir boşluk sığındığım dallar sırtımı sıvazlar yağmur ıslak ellerine aldırmadan... n’olur dur biraz! bir masal anlat susa kalmadan içinde elma şekeriyle uçurtmalar olan… Tüm babaların bu özel gününü kutluyorum. |
ne denebilirki bu dizelere yazmak size çok yakışıyor...