kaderin bile sahiplenmediklerine
sabret ey eşek tırnağına sıkışmış inek dışkısı
çıkacaksın sende o darımsı ateşler arasından çıktığın gibi kuyruk altındaki inek kalçasından düşeceksin bereket diyerek hıyar diplerine dört köşeli odasında kırmızı panjurlu evin o sıradışı kokusuyla kirli çarşafın yatağı nice misafirleri ağırladı orada anneciğin elleri kenetli birbirlerine bacakları aralıklı bir gecesinde bu aralıklı bacakların ateşi fırlattı seni göbek bağsız bu dünyaya ne ağladın ne güldün kanlar içinde tenin son günahı sen oldun o fahişe annenin geldin sahipsiz açtın gözlerini büyüdün çilesine dayanamadın güzel dünyanın sende karıştın alemlere kaçışsızlık içinde çıktın sahneye iki yüzlü bir ibne oldun Gel-Git -- Nurullah Nuri yavuz |