LİSAN-I DELİ
LİSAN-I DELİ
Zamanın delirdiği an Dağların ova, ovaların deniz, denizlerin dağ olduğu an Ağaçların kalkıp yürüdüğü, insanın sus pus olduğu an Aklın kemali aşıp, dahinin delirdiği zaman Bülbülün şakımayı bırakıp, lisana geldiği an Sırların tek tek ortaya döküldüğü Sırı saklayanın ateşte yandığı Siyahın aklandığı, beyazın sarardığı Öyle bir an ki belki bir asır Nefesin yük, halin yaman o an, İşte o an yani şimdiki an Sen yatağında tek başına çıldırırcasına Düşünmeden edemeyip, düşünmeyi beceremeden Zaman akıp giderken aslında sen en başındaki anda durup dururken Ateşe yanmış bedenim ney gibi canına inlerken Nefesin tenime deyip neye ses verir gibi bana ses verirken Ateş olan sırrımı ızdırapla dökerken yatağına Zamanın delirdiği Bedenimin bir mezarda çürüğü an Ruhumun cehennem mi cennet bilmem ama sensizlikten firari olduğu an Yatağına kaçıp gelirken Ben sana kaçıp gelirken sen benden kaçıp giderken Düşünmeden, düşünemeden sen benden giderken İşte o an işte tam da zamanın delirdiği an Ah can Canım canına yar diyemeden maddeden giderken Üşüyor muyum, yanıyor muyum, ölü müyüm diri miyim Bilmeden ne haldeyim Bu zamanın delirdiği an tek bildiğim Hala seni çok sevdiğim… Görkem ÖZCAN [email protected] |
içimdeki bütün kaleleri yağmalar hızda..
damağımda hala bu anlatımın tadı..
tebrikelr kaleme.