KURULUR MİZAN
Kar, dolu, yağmur; arkasından yağdırılır taş,
Düştüğü iğne ucunda; ne ayak kor, ne de baş. İnsan için doğar; yeni bir hayat, yeni bir vücut, Felâha erer, daima Rabbi için yapılan sücut. Kaçışır insanlar; kardeşten, anadan, babadan, İmandan nasipsizlere ateş tutuşturulur haradan, Kıyamette amelini eline verir defterini yazan, Anlarsın gerçekleri, fiillerini gördüğün zaman. Dünyada az ya da çok yolculuk bitti, işte bitti. Bir ömür; bitmez, tükenmez derken aniden gitti. Ahirette, mükâfat ve cezan için kurulur mizan, Orada belirlenir, senin âcizane durduğun hizân. Mizanda amelin ağır ya da hafif gelme endişesi, Delik deşik eder, demirin eti acımasız kaşıntısı, Ruhu yakar gider, dünyanın sorumsuz yaşantısı, Kalmaz yüzünde, solar mutlu günlerin neşesi… Ebedi dönüşümüz kapısınadır Rabbimizin, Kabul olmasını diliyoruz, âcizane duâmızın. İnan ki amelsiz îman, meyvesiz ağaç gibidir, Kökleri kurumuş, küflenmiş mantar gibidir. Allah’ın ipine sarılmaktır, bizim asıl gayemiz, Adâlet, hak, hukuktur gidilecek son hedefimiz, Allah aşkıyla doldurmalıyız, kalbi durmaksızın, İki dünya için de çalışmalıyız hiç oturmaksızın. Konya/1991 |