Keşke kalemim hiç yazmasaydı bunları,keşke şimdi anlatamadığım, şu an içinde olunan bu hikaye hiç yaşanmasaydı...Ama,bu zaten çoktan yazılmış bir yazı...Yazılan yazıları biz silemeyiz...
Heryer karanlık Pûr nur o mevki Mağrip mi yoksa makber mi Yarab?
“Ah be Hamiyet Abla,sen bile başka söylüyorsun bu gece…”
Bir başka bu gece… Toprak bile başka kokuyor… Gül bekliyor,bülbülün içinden şakımak gelmiyor. Kuşlar susmuş,kuşlar lal olmuş Tüm kuşlar sessiz bir ağıtta şimdi… Bir tek kızıl çatılara tünemiş baykuşlar, Felaketi sesleniyor… Kızıl çatılar altında, Dualarla umudun ayrıldığını bilen yürekler yanıyor. Yanan yüreklerin gözleri tek bir renkte birleşmiş. O renk ki;kör gözlerin rengi, Katran karası, Acıların yürek dayanmaz zifir karası…
Bir başka bu gece… Sigaram bile başka türlü yanıyor. İçime çektikçe,ciğerlerimi delip te geçiyor Gri duman canımı yakıyor,canım çok yanıyor… Hele dostlar daha da başka bu gece. Daha çok arıyorlar,daha çok hal hatır soruyorlar. Dostların içinde, En gerçek dost susuyor,korkuyor,kaçıyor Hatır sormadan “hal” olacağını bile bile, Tek bir ses vermiyor, Gerçek dost acılara acı yüklüyor,o bile başka bu gece…
Bir başka bu gece… Başka türlü seviyor anneçocuklarını, Başka türlü okşuyor saçlarını, Başka türlü bakıyor gözlerine yavrularının Başka türlü öpüyor, Başka türlü kokularını içine sindiriyor. Veda edercesine… O annenin dilinde, Çocukların uykusuna umut ninnileri yok bu gece… O ninniler ki,-di’li geçmiş zamanın, En güzel nağmelerinde gizlenecek artık…her gece…
Bir başka bu gece… İki küçük çocuk habersizce, Geceyle sabah arasında birden büyüyorlar Minicik bedenleri birbirine sarılmış, Kabusun ortasında,belli ki tatlı rüyalarda yürüyorlar. Ahh..! Çocuklar…çığlığım,avazım sizin için Feryad ediyorum,sesim bile başka çıkıyor bu gece.. Dağlar yıkılıyor,tepeler devriliyor Ağaçlar kökünden sökülüyor,yer yerinden oynuyor Bütün analar ağlıyor,deli adamlar hepten çıldırıyor Yine de sesimi hiç kimseler duymuyor… Feryadım figanım bile başka bu gece…
“ Vakit yaklaşıyor;bu başka gecenin,deli doğum sancıları tuttu…Bir kelime-i şahadet sonrası,Gece,iki küçük arslan parçasını yeniden başka bir hayata doğurmaya hazırlanıyor…sabır,sabır,sabır….”
Canan KARATOĞMA
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne denir Can bilmiyorum ki....Ama sen biliyorusun, Allah bir daha böyle acılar göstermesin, evet takdiri ilahi ama, zamansız olmasın ölümler..O çocuklar şanslı senin gibi bir halaları var çünkü...Yüreğin yüreğimdir, Allah sizlere uzun ömürler versin sağlıkla...
Veda edercesine… O annenin dilinde, Çocukların uykusuna umut ninnileri yok bu gece… O ninniler ki,-di’li geçmiş zamanın, En güzel nağmelerinde gizlenecek artık…her gece…
merhaba güzel insan allah ağlatmasın sizleri. umutla kalın.
her karanlık bir korkuya her korku bir korucuya muhtaçtır okudukça derinleşen her basamağında değişik gizler içeren bu müthiş şiiri yazanı kutluyorum yürekten
Bir başka bu gece… Başka türlü seviyor anne çocuklarını, Başka türlü okşuyor saçlarını, Başka türlü bakıyor gözlerine yavrularının Başka türlü öpüyor, Başka türlü kokularını içine sindiriyor. Veda edercesine… O annenin dilinde, Çocukların uykusuna umut ninnileri yok bu gece… O ninniler ki,-di’li geçmiş zamanın, En güzel nağmelerinde gizlenecek artık…her gece… .................... Şiir tümüyle mükemmeldi---5+ .................birde ilave yapayım........
çıkılmaz girdabın içinde yorgunum …………………………………….bu gece baharda beklenen umut zincire vurgun …………………………………… bu gece masada bir şişe…. Hatıralar…. iki kadeh gönlümü teslim ettim şaraba……… bu gece
gönül dinledi, hatıralar konuştu kadehler doldu boşaldı bu gece şişe devrik hatıralar sarhoş gönlümü sızdırıp gittiler bu gece ...............................................Selamlarım Şair
Bir başka bu gece sustum .yanlızca okudum..yorum yapmaya korktum..belkide bu bir başka gecede yaşadıklarımı hatırlama korkusuydu suskunluğum..geldim okudum ve sessizce çıkıyorum...kendi başka gecemi yaşadığım bu ağır ve yoğun şiirden...çok ama çok güzeldi şiiriniz...
Gebedir geceler ak sabahlara Sabahlar utkuyu koynunda saklar Mermiler sürülür gök silahlara Bir cehennem olur yollar sokaklar Çöktü karanlık gün ortasında/ Kesti maviliği bir kara çizgi/ Demek bu imiş yazgı/ Çığlık-çığlığa kaldı kuşlar/ Ölüm kapımızı çaldı kuşlar/ Savaşın en çetin bir yerinde/ Yiğitleri yitirdik/ Büyüdü karanlık daha bir büyüdü/ Silahlarla-süngülerle-kanlı çizmelerle/ Yılanlar-çiyanlar kaldırdılar başlarını/ Dilleri yılan dili/ Kan çanağı-baykuş bakışlı gözleri/ Saldırdılar gün ortasında/ Çığlık-çığlığa havalandı kuşlar/ Daha görülmemiş vahşetin böylesi/ Daha görülmez. Mahmuzlanır aydınlığın atları Çöker göğse göğün bütün katları Tanrı'ya açılır ak kanatları Koçyiğitler ölümleri kucaklar Bir ışık beklerim-bir haber/ Güvercin kanatlarında umutlarım/ Kanım durmaz damarımda/ Mağma sıcaklığında her yanım/ Volkan-volkan savrulur yanarım/ Bir sevgiliyi bekler gibi beklerim bir haber/ 'Haydi yiğitler' densin hele bir/ O zaman görün beni meydanlarda/ Ellerim büyür kocaman olur/ Bükülür yumruk olur/ Birer dağ olur-büyür yumruklarım/ İner yağı üstüne-bütün karanlıkların/ Bütün hainliklerin üstüne yumruklarım. Şaha kalkar zaptedilmez hıncımız Topa karşı ellerde kılıncımız Hiç dinmiyor bağrımızda sancımız Uçmağa vardılar bütün koçaklar Şuradaki ağaçlar-taşlar-evler uçmağa vardı/ Şuradaki ağaçlar-taşlar-evler tutsak/ Irmaklar yas tuttu/ Gökyüzünde bulutlar ağladı/ Bir uğursuz gün geldi-dayandı kapımıza/ Yağı içimizdeydi-yanı başımızdaydı/ Bunca yıl tuz-ekmek yedik/ Namusu namusumuzdu öyle belledik/ Yağıydı ama-kolladık gözledik/ Kimseye ezdirmedik/ Sonra hainlikleri çıktı ortaya/ Kalleşlikleri-kancıklıkları çıktı/ Yanyanaydı evlerimiz/ Evleri silah doluydu-cephane doluydu-tuzak doluydu/ Ve yaktık evlerimizi/ Evleri de yansın diye/ Bu acımız dinsin diye/ Yanan vatan sönsün diye. Dağımız ses vermez küskün ovamız Yakılmış yıkılmış gökçek yuvamız Gönüllerden eksilmesin duamız Yeniden tütecek bütün ocaklar Gök sustu-dağ-taş-orman-ağaç sustu/ Kuş sustu-böcek sustu/ Susmadı namlular/ Geceler-gündüzler boyu kan kustu namlular/ Kustu bütün iğrençliğini yağı/ Kustu kafatasının içindekini yağı/Yıllarca gizlediği-biriktirdiği kinini-öfkesini/ Salyalı kan köpüklü kuduz ağızlarından/ Ağızlarında utku türküleri/ Utkuların esrikliğinde başları/ Ve ardından vahşete başladılar/ Ne durdular-ne usandılar-ne yavaşladılar. Kazanında kaynatacak aşı yok Kimse bilmez mezarı yok taşı yok Savaşmayı bilir özge işi yok Gök maviyle bilenir gök bıçaklar Bir yangını8n ortasında kaldık/ Ne elde kaldı-ne avuçta/ Yer demir oldu-gök bakır/ Seslensek sesimiz ulaşmıyor dağlara/ Kendi yurdumuzda yetim-öksüz-yoksul kaldık/ Yıllarca sömürdüler-kanımızı emdiler/ Yapışkan pis sülükler/ Boşa gitti alın terimiz_göz nurumuz/ Başımıza dikildi-yağının en soysuzu-en haini/ Yeniden hazırlandık bir büyük kutsal savaşa/ Yeniden hiç savaşmamış/ Hiç yorulmamış-hiç vurulmamış gibi/ Sanki ilk savaşın heyecanı var içimizde/ Savaş bize özgü-savaş bizim işimiz. Şarapneller gökyüzünde savrulsa Koca dağlar üstümüze devrilse Tüm namlular göğsümüze çevrilse Bizi durduramaz gayrı yasaklar Yoğrulur kanım toprakla/ Binlerce yıldır/ Ben yoğrulurum toprakla/Şu ağaç benim etim-kanımdır/ Şu çiçek sevdiğimdir-canımdır/ Şu ırmak-şu taş-şu toprak vatanımdır/ Bir tek kalsam bile/ Yağı bastırmam üstüne/ Ağaçları-ırmakları-dağları-taşları küstürmem kendime/ Susturmam-dizginlemekm artık yüreğimdeki öfkeyi/ Öfkem yüreğimde çoğalır-katlanır artar/ Gün geçtikçe bilenir büyür/ Sığmaz olur içime deprenir durur/ Sonra bir mermi olur/ Vurur yağıyı can alıcı yerinden. Saçaklar buz tutmuş ayaz geceler Çocuklar ki 'Hürriyeti' heceler Parçalandı beşikteki bebeler Yakında bitecek kanlı şafaklar Kan gölleri büyür/ Geceyi böler silah sesleri/ Geceler yıl kadar uzar/ Geceler bitmez/ Kararmaz içimdeki umut-içimdeki ışık/ Bir kıvılcım olur-yüreğimde savrulur/ Yakar bütün yürekleri-yakar tutuşturur-kavurur/ Bir büyük yangın olur/ Kimse söndüremez/ Döndüremez bizi yolumuzdan/ Ne ölüm ne korku/ Ölüm ey şanlı ölüm/ Bin kere yeğsin tutsaklıktan/ Ve tutsaklığın utancıyla yaşamaktansa yiğittler/ Ve savaşa ve ölüme ve bağımsızlığa soyundular/ Perçinlediler gökyüzüne Türkün bağımsızlığını/ Açıldı bağımsızlığın gülleri öbek-öbek. Savaştan öncede sonrada bir hiç Serveti madalya evleri kerpiç Ganimet üleşti üç-beş tane piç Daha itibarlı şimdi kaçaklar Bütün ağızlar kilitli-bıçaklar açmaz/ Meydanlar dar gelir yiğitlerime/ Yiğitlerim meydanlardan kaçmaz/ Bir şafak vakti/ Daha gün ağarmamış-daha gün doğmamıştı/ Daha karanlıktı gece/ Daha ezanlar yeni okunmaya başlamıştı/ Önce abdest alıp Tanrının huzurunda durdular/ Sonra bir dev gibi doğruldular/ Ve silahları aldılar ellerine/ O kutlu ellerine/ O kurban olası ellerine/ Silahları kazmaydı-kürekti/ Ve onlar yağı üstüne yürüyen/ Bir tek el-bir tek yürekti/ Dayandı yiğitler-daha dayandı/ Karanlığı yırtmak için direndi/ Gönüllerinde kutsal utku/ Dudaklarında mavi türküler/ Uçmağa vardılar birer-birer
Bir başka bu gece… İki küçük çocuk habersizce, Geceyle sabah arasında birden büyüyorlar Minicik bedenleri birbirine sarılmış, Kabusun ortasında,belli ki tatlı rüyalarda yürüyorlar. Ahh..! Çocuklar…çığlığım,avazım sizin için Feryad ediyorum,sesim bile başka çıkıyor bu gece.. Dağlar yıkılıyor,tepeler devriliyor Ağaçlar kökünden sökülüyor,yer yerinden oynuyor Bütün analar ağlıyor,deli adamlar hepten çıldırıyor Yine de sesimi hiç kimseler duymuyor… Feryadım figanım bile başka bu gece… YÜREĞİNE SAĞLIK.YÜREĞİN VAR OLSUN.ALLAH YAR VE TARDIMCIMIZ OLSUN.KUTLADIM SELAMLA
Bir başka bu gece… İki küçük çocuk habersizce, Geceyle sabah arasında birden büyüyorlar Minicik bedenleri birbirine sarılmış, Kabusun ortasında,belli ki tatlı rüyalarda yürüyorlar. Ahh..! Çocuklar…çığlığım,avazım sizin için Feryad ediyorum,sesim bile başka çıkıyor bu gece.. Dağlar yıkılıyor,tepeler devriliyor Ağaçlar kökünden sökülüyor,yer yerinden oynuyor Bütün analar ağlıyor,deli adamlar hepten çıldırıyor Yine de sesimi hiç kimseler duymuyor… Feryadım figanım bile başka bu gece…
BAŞKALARINI BİLEMEM AMA BEN HALA AĞLIYORUM FERYADIN FİĞANIN OLDUĞU GECELER İÇİN YAZILAN ŞİİRLER İÇİN DE HEP AĞLARIM SEVGYE KAL DEVAMNI BEKLERİM SEVGİLERİMLE
cocukların sevinci hüznü coğu zaman o günü özel etmeye yetiyor..hep güzel dilekler vermişsiniz dizelere..yureğinize tesekkürler..sevgi ile kalın lütfen..
Mavi gözyaşlarımı bırakıyorum şiirin konusunu çocukların başlarına geleni tam anlayamasamda çok kötü bir şey oldugu belli şiir anlamında şiiriniz gizemli ve güzel şiirle kalın saygılar
HİÇ BİR ÇOCUK SEVGİSİZ,YARINSIZ,ANNESİZ,GÜLÜMSEMESİZ KALMASIN... SABIR YETMEZ ÇOCUK YÜREKLERE..ONLARA ANNE SICAKLIĞI,ŞEFKAT GEREK... VE KADERDEN ÖTE YOL YOK.. RABBİM EN DOĞRUSUNU BİLİR, VE TÜM YAKARIŞLARI DUYAR...
sayın KARATOĞMA çok güzel bir şiirdi iyi ki beni davet ettiniz.. teşekkürler
Etkili bir iç sızısı şiirde ''Bir Başka Gece'den ''dizelere taşınmış. Çözümlemeli bir yapı içinde hüznün ruhları denetim altına alan anlatısı vardı. Kutluyorum.
Hüzün dolu dizeler.Fakat hala anlayamadım yaşanan olayı,anlatılmak istenilen temayı.Bunu şiir arasında belirtseydiniz,konu daha net olurdu.Şiire gizem katmak oluyor bazen,fakat neden bu çığlığın nedeni,bunu belirtmediğiniz için,şiir adeta yarım kalmış.Kutlarım duygularınızın sesini,güzel dizelerinizi.selamlar.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.