*SIĞINAK
Yıldızlarla dolu gök kubbe altında
Özlemlerim ateş böcekleri gibi kıvılcımlar saçarken Tükenmez yokuşlarını tırmanarak yaşamın Gün doğumuyla çıkar da gelirsin ta ötelerden O an delişmen poyrazlar susuverir Ihlamur kokularından da beter Dingin bir ferahlık büyür de büyür Ufuk eğrilerinin içinden bir güneş doğar ya apansız Yazın yakmayan Kışın üşütmeyen O sensin işte Tüm iklimleri barındırır gibisin… Kopuk bağlantılı bir zamandan çıkıp Senle başlamak yaşama Bir an’dan öteki an’a geçerken Boz tüylü sevinç yankılarının Gönüllere çarpmasını yakalamak birlikte Gün batımlarına koşmak el ele Örümcek ağları gibi İpeksi şiirlerimizin Dizelerine son izlerimizi nakşetmek yüreklice Ne güzeldir ne güzeldir… Dağların şahikalarını yurt edinmiş tanrılara Adanan bir sunak taşı gibidir O iki sözcüğü ezberden söyleyişin Can’sın sen Heyecansın sen Gönlümde barındırdığım göz’sün sen Harfsin,hecesin,sözcüksün,sözsün sen Bu yüzden bambaşkasın İşte bu yüzden, okuduğum kitaplardaki öz’sün sen Yoksan eğer Ruhumun Tüm haykırışlarını yakıp kül eden bir sessizlik Yosun artığı otlar arasında Büyür de büyür kendiliğinden Ben senle birlikte yürümeyi ne çok seviyorum bir bilsen Varsan Hiç bilmediğimiz sınırları birlikte geçerek Kaybolma tehlikesi olmaksızın Dolaşır dururuz Gerçeğimizi aradığımız taşralarda Gölgesini yitirmiş tüm ardıçlara yaşam vermek için Sular taşırız İçimizde suskun duran sesimizle… Necdet Arslan |
tebrik ederim güne yakışan bu güzel şiir için kutlarım can yürekten selamlarımla