Kuşlarımı Vurmayın...Kan durmuş zaman şafaklarına Mayısta harmanlamış bu sevda yüreğimi Ondandır erken geldi zemheri Uykulara durmak ölümüne Yumarak sımsıkı bu gözleri Açığında kalmak var ya dünyanın Öyle beter Öyle sefil Bir yılan zulasını eşelemek gibi Düşerken gözlerime bir yetimin izbesi Yumruk içime düştü yaman duran bir sevda Vuslat vurdu mayıs akşamlarıma Sızlatarak burun direklerimi Yaktım nevruz ateşinde insanlık düşlerimi Öyle çığlık çığlığa Öyle kederli Kokusuz nergisler var şimdi baharlarımda Yakamozlar düşmüyor kuruyan ırmağıma Kuşatılmış bir kimlik yırtığında gecenin Gözaltına alınmış mavi duran sözlerim Üzerimden geçmiyor artık kuşlar İçimi daraltıyor susuşlar Öyle yalnız Öyle garip Kahpe ağızlara kulluk eder gülüşler Künyesini unutmuş darağacı sevişler Ne zormuş yüreğin çıraklığı Dururken sevdalara türkülerin diliyle Öfkeye vurmak sütbeyaz düşlerimi Topraklara yatırmak memleket gözlerini Öyle çaresiz Öyle savunmasız Vakur duruşlu bir hasret ki içimde Koca bir dram sızlar kirpik gölgelerimde Bir anayı vurmak gibi gözünden Söküp almak Cennet kokularını göğsünden Seni gömdüm ülkem gibi/ susmuş vaveyla Eskimiş zaman içi ne varsa Mavi çocuk düşleri Gül kokulu kadın teni Emekçinin alın teri Başakta sarı Sılada yar Toprakta bahar Yorulmuş renkler gökkuşağında Kına alına yatmış tüm saflığıyla Yaşam dediğin nedir ki gülüm Bir namlunun ucunda Öyle uzun Öyle kısa...! Sevgi kaya @ 2009 / mayıs “Bir kuş geçer üstümden…gagasında taşır barış türkülerini…kanadına yuva yapar özgürlük hayalleri…kuşlarımı vurmayın…size ne yaptılar ki…” |