Türkü Ana' ya
Ansızlığa yenik düşmüş
Bir sevdanın Ürkek ve titrek Ayak sesleri yankılanır içimizde.. Gecenin kuytusuna Saklanmış zaman.. Şafak tutmaz elinden karanlığın.. Biz her gece, Hüzzam makamında Dinleriz şarkıları.. Şarkılara düşer yarin gözleri, Gözlerini dinleriz.. Kirpiklerine eşlik edip, Kimbilir kaç kadeh içeriz.. Bizimkisi yürek yalnızlığı ana, İçi yanarken dışı üşüyen Bedenin sancısı bu.. Kimse bilmez, Neden sevdiğimizi yağmuru.. Biz yağmurdan sonra, Topraktan alırız yarin kokusunu.. Haykıramaz sol yanımız ana, Öznesine varamaz sevdamız.. Hayat öylesine susmuş, Zaman öylesine pusmuş ki, Korkar, Deli akamaz kanlarımız.. Martı çığlıklarında Gizlenir aşkımızın sesi.. Herkes duyar da, Anlamazlar yaralı yüreğimizi.. Ayışığında alev alır da, Gören olmaz ateşimizi.. Ne zaman bir umuda kapılsak, Gerçeğin en ağır tokadı İner yüzümüze var gücüyle.. Çıkartamayız sevmenin tadını, Küçük bir an için bile.. Bizim günlerimiz uyuyor ana, Yalnız geceler ayakta.. Ne şafak söker sevgiye, Ne hasret biter sevgiliye.. |
İki satır yazma ile,
Gönül ben şairim sandı.
Şu türküyü okuyunca,
Yazdığım şiir utandı.
"Bağdat`ı, Basrayı, Acem, Şiraz`ı
Büsbütün dünyayı değer gözlerin."
Ahmet KIR (alperenim)