MEZOPOTAMYA ÇOBANLARIBilinmez kaç yılları geçmiş, Dicle ve Fırat kıyılarında. Sürülerini otlattı, Medeniyetlerini kurdular Mezopotamya çobanları. Su, Orman, meralar, onların ellerinde gelişti. Sayısız koyun keçi, Küçük ve büyük baş hayvanlarıyla, Besili hecin develeri de vardı. Yavaşta olsa taş binalardan Evler yaptı, şehirler kurdular. Bereketli toprakları, ovaları, Zümrüt yeşili yaylakları vardı Her şeyi eskitip yıkan zaman, Hep onların yanındaydı. Çok çalıştılar, birbirlerini sevdiler. Eğlenmesini dinlenmesini bildiler, Zamanı hep iyi değerlendirdiler, Zaman onlara hükmedemedi Onlar zamanın hep önündeydiler. Zor bir yaşamın hikayesidir bu: O nedenle dere tepe aştılar, Menzile her varışta yüzleri güldü Başarıdan sarhoş olmadılar, İnançla hep mutluluğa koştular. Yıllar, yılları kovaladı, Mezopotamya’nın mutlu çobanları Dağları tepeleri aştılar Çokça kayıpları da oldu, Ama onlar yılmadı her şeyle savaştılar. Dicle ve Fırat kıyılarını sevdi Boydan boya mesken tutular, O büyük uygarlığın, Mezopotamya’nın Vahaların, ormanların, çayırların, Sahibi olmuşlardı, Zümrüt yeşili yaylaların. Başlangıçta, yorgun bu göçebe kavmin Kara kıldan çadırları, kara kulaklı köpekleri, İnanılmaz güzellikte hecin devleri vardı. Bir lahzada çadırları kurdular Sürüleri ovalara saldılar. Bir çift ak güvercin rehberiydi onların Ak kanatları bata çıka sulara Önlerinde, hep önlerinde uçtular; Uğuruna inandı ak sakallı bilgeler ’Tamam yurdumuzdur burası, Mezopotamya olsun adı’ dediler. Sarıldılar birbirlerine ’Barıştır, gelişmedir, medeniyettir amacımız, Ne kadar çoğalsak da, buralara sığacağız... Kavgasız dövüşsüz, yaşayacağız, ”Kan kana karışıp, can cana olacağız” dediler. Kemal Polat |
Şiirin içindeki sevdalarda gizemlilikle duygu ön plana çıkmakta…
Güzel Kutlu dileklerimle Kutlarım.
Çok çok Beğendim.
…………………. Saygı ve Selamlar…