KÂBE
Her benlik bir benliğe, dağlar dağlara yaslı,
Varlık varlığa muhtaç, direksiz durur gökler, Dayandığın ne varsa, her biri gölge faslı. Oysaki senin nefsin, gövde olmayı bekler, Hayal hakikat değil, başkadır işin aslı. Hiç durmadan değişir, beynindeki mevsimler, Yazı kışı bir anda, keyfince de yaşatır. Büyülerken hep seni, cazibeli isimler, Aklına hükmederek, hayalini kuşatır, Hepsi birer tuzaktır, o taptığın cisimler. Bu gün dostun olanlar, derdine ortak olmaz, Senin en zor gününde, kesmezler mi selamı? Öyle dost ara bul ki, hiç eskimez hiç solmaz, Çileni neşe yapsın, can versin her kelamı, Kurtulursun dertlerden, içine kasvet dolmaz. Bırak sen el-âlemi, unut eski bilişi, Bilincini yenile, aklı fikri çalıştır. Bakış açın değişsin, anla artık her işi, Şu nefsine gemler vur, kalbi Zikre alıştır, Bakıp görsün can gözün, seyret geliş gidişi. En derin uykularda, ne bu gaflet perdesi? Kurşun akar kulağa, gözlerin karasına, Sen duyan gören ol, bırak artık herkesi, Nefsin ile ruhunun, kalbi koy arasına, İnan süzülür o nur, duyulur kuran sesi. Bir tarafın Yusuf’tur, diğer yanın Züleyha, Anlamak kolay değil, zindanlarda yatmadan. Bu öyle bir sevda ki, akıbeti süveyda, Ravza’yı kendinde bil, uzaklara atmadan, Kâbe’yi muazzama, gönlünde olur peyda. 29,04.2009………………….MUSTAFA YARALI |
Bu saate kadar aklımda kaldı.
Damağımda bıraktığı tadı demeye gerek yok.
Cansın can ağabeyim.
Muhabbetle.