Çiçek Dürbünükımıldanan gün kabuğunu kırmakta sabahın beyaz ayakları sularda pencereden sarkan güneşin saçları pırıltılı bir yumak umut bağışlıyor aydınlık ışıltısıyla pencere önü sardunya… zaman- masmavi bir göl düşleri kuşatan rüzgâr oldukça cüretkâr yaprakla oynaşmakta taze bahar kokusu duyguların yamacında bir kahkaha tufanı bir şamata uykusuz nakaratlar ayyukta… saka ıslığında şarkıyla dadanmış duta ne kadar vurdumduymaz ve haylaz hayat- sonsuzluğa akan soluksuz bir ırmak- sarmaşık ağaçla sarmaş dolaş tırmanıyor doruğa umutla aşk sözcükleri fısıldarken mutluluk birikiyor coğrafyama -ince bir soluk boynumda düşleri cilalayan kırmızı şakayık koynumda- kırık panjurları açıp boşluğa bakan camdan çiçek dürbününe öylece bakakaldım düşlerden nisan sızarken avuçlarıma... zaman- sarışın bir göl yosunlu anıları uyutan… |
ilk işim nergislerin suyunu değiştirmek oldu, ardından sümbülleri daha çok görebileceğim yere aldım...bolca papatya getirmişti öğrencilerim salı günü, onları ayırıp üç vazoya sığacak şekilde, evin heryerine dağıttım...bi koşu balkonda ki akşam sefalarına baktım,ama daha akşama vardı dedim ki " üzülmeyin, akşam sizinleyim..."
sonra geçtim " çiçek dürbünü" şiirini okumaya, yüksek sesle ha unutmadan farid farjad da eşlik etti...ahh sen ne çiçeksin şair...
sevgim ve saygım her daim...